Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/6632 E. 2014/2224 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6632
KARAR NO : 2014/2224
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/12/2011
NUMARASI : 2011/160-2011/524

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı O.. Ö.. yönünden reddine diğer davalı yönünden kabulüne dair verilen hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilinin trafik sigortacısı olduğu aracın alkollü sürücü davalı O.. Ö.. tarafından kullanılması sırasında meydana gelen kaza sonucunda yaralanan kişiye tazminat ödendiğini, ödenen tazminatın rücuan tahsili için başlatılan icra takibinin davalıların itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davalı O.. Ö.. aleyhine açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan reddine, diğer davalı A.. Ö.. aleyhine açılan davanın kabulüne dair karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik sigorta poliçesi nedeniyle zarar görenlere ödenen tazminatın rücuan tahsili istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır. Trafik Sigortası Genel Şartları B.4.d maddesi uyarınca, sürücünün alkollü olması halinde, meydana gelen kaza sonucunda üçüncü kişiye ödenen tazminat, sigortalıdan rücuan talep edebilir. Sürücünün alkollü olması tek başına tazminatı rücuan tahsili için yeterli değildir. Alkolün münhasıran kazaya etken olması gerekir. Aralarında nöroloji uzmanının da bulunduğu bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda alkolün münhasıran kazaya etken olduğu belirtilmiştir. Ne var ki, davaya konu trafik kazası nedeniyle yapılan ceza yargılamasında verilen hükmün Yargıtay 12. Ceza Dairesi tarafından incelenmesinde, kendi can güvenliği açısından gelen araçların hız ve yakınlığını dikkate almadan taşıt yoluna giren yayanın da olayda tali kusurunun bulunduğu kabul edilmiş sonuç olarak sayısal kusur oranı hükme esas alınmadığından ceza tayininde sonuç olarak değişiklik yapılmadığından sanığın tam kusurlu kabulü bozma nedeni yapılmamıştır. Bu durumda kazanın oluşumda alkol dışında yolda bulunan yayanın da kazaya etken olup olmadığı, ceza yargılamasında belirlenen maddi olgu göz önüne alınarak değerlendirilmelidir. Mahkemece, aralarında nöroloji uzmanı ve trafik alanında uzman bilirkişilerden oluşan heyetten çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz İtirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 20.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.