YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6432
KARAR NO : 2014/15500
KARAR TARİHİ : 10.11.2014
MAHKEMESİ : Düziçi Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/01/2012
NUMARASI : 2009/498-2012/43
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı Mustafa vekili, davalı borçlu Rıza aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazlarından ikisini önce dava dışı Mahmut’a onun da borçlunun kayınbiraderine devrine, bir taşınmazı da davalı Şahin’e satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı Şahin vekili, davalı Rıza vekili ve davalı İ.. F.. davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, taşınmazların satışının borç ödemeye yönelik olarak yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
İcra ve İflas Kanununu 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötüniyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nın 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı ). Genelde, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olaya dönüldüğünde, borçlu tarafından dava dışı M.. H..’e satılan taşınmazlarda az yukarıda açıklandığı şekilde 3. kişi konumundaki bu şahsın da davaya dahil edilerek bildirdiği takdirde delilleri toplanarak yine az yukarıda belirtilen maddeler kapsamında iptal şartları araştırılmalı, borçlu ile davalı 3. kişiler arasındaki satışlarda bedel farkı bulunması halinde 3. kişilerin iyiniyetin önem taşımayacağı, borçlunun, alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek durumda olan 3. kişiler için 280/I kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği ayrıca davalı Şahin’e yapılan satışın da 280/son maddesi kapsamında kalıp kalmadığının irdelenerek neticeye göre bir karar verilmesi yerine eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10.11.2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.