Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/6337 E. 2014/174 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6337
KARAR NO : 2014/174
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2012
NUMARASI : 2009/420-2012/455

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı K.S.Y. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı borçlu T.. S..’in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 3.12.2007 tarihinde davalı M.. Ö..’e, onun da 5.5.2009 tarihinde davalı K. S. Y.’ya sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı borçlu savunma yapmamıştır.
Davalı M.. Ö.. vekili, dava konusu taşınmazı rayiç bedelle ve iyiniyetle aldıklarını ve davadan önce davalı K. S. Y.’ya sattıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Kadir Semih Yeşildağlı vekili, dava konusu taşınmazı iyiniyetle, 4.kişi olarak emlakçı vasıtasıyla 300.000,00 TL bedelle aldıklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre,dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen değeri arasında çok büyük fark olduğu, borcun tasarruftan önce doğdugu, tasarrufların borcun doğumundan kısa bir süre sonra yapılmış olması nedeniyle alacaklıdan mal kaçırmak kastıyla yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Kadir S. Y.vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Doğrudan doğruya borçludan değil de, borçlunun sattığı şahıstan mal iktisap edenler hakkında iptal kararı verilebilmesi; ancak kötü niyetli olduklarının kanıtlanması halinde mümkündür. Kötüniyetten maksat, borçlunun durumunun satın alan tarafından bilinmesi veya bilinebilecek durumda olmasıdır. Kötü niyeti kanıtlama yükümlüğü ise davacı alacaklıya düşer. Kötüniyetin kanıtlanamaması halinde dava İİK’nun 283/2 maddesine göre bedele dönüşür.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3.kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Somut olayda, davalı 4.kişi K. S. Y. yönünden de bedel farkının varlığı iptal nedeni olarak kabul edilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Davalı 4.kişi yönünden iptal kararı verilebilmesi için onun kötüniyetli olduğunun yani borçlunun durumunu ve amacının bildiği veya bilebilecek durumda olduğunun davacı tarafından ispatlanması gerekir. Bedel farkının varlığı davalı 4.kişi yönünden tek başına iptal sebebi değildir. Kalkı ki, davalı 4.kişi dava konusu taşınmazı bilirkişi raporunda belirtilen değere yakın bir bedelle aldığını ve aldığı tarihten itibaren de kira geliri elde ettiğini resmi kayıtlarla ispatlamıştır. Dinlenen davacı tanıklarının davalı 4.kişinin kötüniyetli olduğu yönünde beyanları olmadığı da gözönüne alınarak davalı 4.kişi K. S. Y.’nın kötüniyetli olduğu davacı alacaklı tarafından ispatlanamadığından onun yönünden davanın reddine, davalı 3.kişi M.. Ö..’ün İİK 283/2 madde gereğince tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı 4.kişi Kadir Semih Yeşildağlı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Kadir Semih Yeşildağlı’ya geri verilmesine 13.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.