YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6269
KARAR NO : 2014/4812
KARAR TARİHİ : 01.04.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17/10/2012
NUMARASI : 2010/295-2012/1049
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.3.2014 Salı günü davacı G. Deri Konf. San. Tic. Ltdt. Şti vekili Avukat Z. Ö. ve davalı A. Sigorta A.Ş vekili Avukat S. U. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait işyerinin davalı şirkete işyeri poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalı işyerinde bulunan kuzu derisi ve tilki kürkünün çalındığını, sigorta şirketi tarafından kuzu derisi zararının kısmen ödendiğini, ancak geç ödeme nedeniyle davacının zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 499 adet kuzu derisi ve 1399 adet tilki derisi için 5.000 TL. munzam zararı için 5.000 TL. tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 60.000 TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, işyeri sigorta poliçesinde kürklerin teminat kapsamı dışında bırakıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının kuzu derileri ve munzam zarar ile ilgili talebi hakkında verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacının ödenmeyen 1399
adet tilki derisi ile ilgili talebinin kısmen kabulü ile 32.477,78 TL. tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı şirkete ait işyerinde meydana gelen hırsızlık nedeniyle işyerinde bulunan kuzu derisi ve tilki kürklerinin çalındığını belirterek poliçe kapsamında zararının tazminini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar davalı sigorta şirketi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay ilgili dairesi tarafından; davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak davacının çalındığı iddia edilen 1399 adet tilki kürkünün olay tarihinden önce stoklarında bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacıya ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılmış, davacı şirket tarafından 1399 adet tilki kürkünün 4.1.1999 tarihinde alındığı, 8.1.2001 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayından önce kayıtlarda tilki kürklerinin 1399 adet olarak bulunduğu ancak, davacıya ait ticari defterlerin delil niteliği taşımadığı belirlenmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili satın alma tarihinden olay tarihine kadar 1399 adet tilki kürkünün hiç kullanılmamış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, olay sonrası düzenlenen ekspertiz raporunda işyerinde bulunan 5 karton kolinin 1399 adet tilki kürkü için yetersiz olduğunu savunmuştur. Davacı vekili tilki kürklerinin işyerinde imal edilen manto, kaban gibi giyeceklerde kısmen kullanıldığını beyan etmiştir. Açıklanan bu hususlara göre davacıya ait tilki kürklerinin olay tarihinden önce davacıya ait işyerinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık tilki kürklerinin adedi konusundadır. Mahkemece dosyadaki bilgi ve belgeler, davacı şirkete ait üretim kayıtları ve diğer deliller değerlendirilerek davacının iki yıllık süre içinde yaptığı satış miktarı, tilki kürklerinin ne kadarının kullanılmış olabileceği tespit edilmeli, tespit edilemediği takdirde Borçlar Kanununun 42.(TBK.nun 50.) maddesi gereğince “zararın hakiki miktarını ispat etmek mümkün olmadığı takdirde hakim halin mutat cereyanını ve mutazarrır olan tarafın yaptığı tedbirleri nazara alarak onu adalete tevfikan tayin eder,zararın kesin tutarı tespit edilemediği takdirde dava reddedilmeyip bahsi geçen kanun hükmüne göre uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekir” hükmüne göre uygun bir tazminata hükmetmek gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 1.4.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.