Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/6147 E. 2014/14975 K. 03.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6147
KARAR NO : 2014/14975
KARAR TARİHİ : 03.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/12/2012
NUMARASI : 2012/154-2012/605
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını, yapılan araştırmada borçlunun fizki engelli olan oğlu diğer davalı T.. B.. adına 34 U…. plakalı araç olduğunu tesbit ettiklerini, davalı Tarık’ın bu aracı alabilecek durumu olmadığını satış bedelinin borçlu tarafından karşılandığı, bu tasarrufun mal kaçırma amacı ile yapıldığından iptalini talep etmiştir.
Davalı borçlu, dava konusu aracın oğluna ait ve onun adına kayıtlı olduğundan haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı T.. B.., bedensel engelli olduğunu araca ihtiyacı olduğundan kendi kullanımına uygun olarak annesinin yardımı ile aldığını ve davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının aciz belgesi sunmadığı, inançlı işlem yapıldığı iddiasının ise belge ile kanıtlanmadığından, ayrıca taşınmazla ilgili tasarrufun iptali kabul edildiğinde, alacağın buradan tahsilinin mümkün olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır.
Somut olayda, davacı tarafından İİK’nın 143.maddesi gereğince kesin aciz belgesi dosyaya sunulmuş değildir. Ancak masraflar hariç olmak üzere 04.02.2009 tarihinde 99.997,00 YTL üzerinden başlatılan takip kesinleşmiş olup borçlunun adresinde yapılmış olan 20.04.2009 tarihli haciz sırasında hacze kabil mal olmadığı belirlenmiş yine icra dosyasına göre borcu karşılayacak değerde malı olmadığı açıktır. Bu durumda aciz halinin varlığı kabul edilmelidir.
Öte yandan, açılan dava inaçlı işlem değil nam-ı müstear hukuki sebebine dayalıdır.Bu nedenle, dava konusu aracın borçlu tarafından mal kaçırma amacı ile davalı oğlu adına alınıp alınmadığının araştırılmalıdır.
Yapılacak işi, öncelikle taşınmazla ilgili tasarrufun iptali dosyasının getirtilerek, davanın kabul edilip edilmediği alacağın bu dava ile karşılanıp karşılanmadığı araştırılıp, dava konusu aracın alımı ile ilgili olarak davalıların iddialarını teyid eden belgelerin bulunup bulunmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03.11.2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.