YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6045
KARAR NO : 2014/6926
KARAR TARİHİ : 02.05.2014
MAHKEMESİ : Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/09/2012
NUMARASI : 2009/378-2012/410
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı .. A.Ş vekili ve katılma yoluyla davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların sürücü, işleten ve ZMSSS sigortacısı olan aracın davacıların yaya olan desteğine çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek, 500 TL maddi tazminat ile her bir davacı için 10.000,00’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini arttırmışlardır
Davalı sigorta şirketi vekili ve diğer davalı şirket vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davacı eş K.. K.. için 32.424,77 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan olay tarihi 06/03/2008 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte (sigorta şirketinin teminat miktarı ile sınırlı kalmak üzere) müteselsilen ve müştereken tahsili ile davacıya verilmesine, davacılar için ayrı ayrı 5.000,00 TL toplam 25.000,00 TL manevi tazminatın … Otomotiv Sanayi ve Tic. AŞ ve G.. Y.. dan olay tarihi 06/03/2008 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müteselsilen ve müştereken tahsili ile davacılara verilmesine
karar verilmiş; hüküm davalı …A.Ş şirketi vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı .. A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
A-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmış bulunmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
B-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK’nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir.
Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunan yanında amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar gödenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, davacının ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir. Yan, destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Hukuki bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu amaçladığından hısımlık ilişkisine ya da kanunun nafaka hakkındaki düzenlemelerine dayanmaz. Bu kapsamda, eşi öldükten sonra yeniden evlenen davacı eşin destek gereksiniminin ve bakım ihtiyacı evlendiği gün sona ereceğinden, destekten yoksun kalma tazminatının davacının yeniden evlendiği güne kadar hesaplanması gerekmektedir. Davacının sonradan boşanmış olması ise desteğin yeniden başlayacağı anlamına gelmez. Eldeki dava dosyasında, davacı eşin evlendiği tarihe kadar destek hesabı yapılması gerekirken, eşin 30.09.2009-11.04.2012 tarihleri arasında evli kaldığı süre dışında kalan dönemin tamamı için destek hesabı yapılan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması isabetli görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
C-Bozma neden ve kapsamına göre davalı şirket vekilinin, bilirkişi raporuna yönelik olarak yaptığı diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
2-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut olayda, kazanın oluşunda kusurunun bulunmamasının, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup, daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1-A numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı T….A.Ş. vekilinin sair temyiz isteminin reddine, 1-C numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … A.Ş vekilinin bilirkişi raporuna yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1-B numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının ve 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve davalı ..Otomotiv San. Tic. A.Ş.’ne geri verilmesine 2.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.