Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/5853 E. 2014/5585 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5853
KARAR NO : 2014/5585
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ : Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/07/2012
NUMARASI : 2010/796-2012/1033

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 03.06.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davalı N. Ş.’e hastanede acil müdahalede bulunulduğunu, acil müdahale sonrası nöroloji ve ortopedi servisinde tedavisinin devam ettiğini, davacı şirketin tedavi giderlerini tahsil edebilmesi için davalı sigorta şirketine başvurduğunu, ancak yanıt alınamadığını, kazada yaralanan davalı asli kusurlu, sigortalı araç sürücüsünün ise tali kusurlu bulunduğunu, davalının sağlık güvencesi olması ihtimaline binaen ve davacı şirketin Sağlık Hizmetleri Sözleşmesine istinaden tedavi giderlerinin tahsili açısından SGK’ya rücu hakkı gözönüne alınarak davanın SGK Başkanlığı’na ihbar edilmesi gerektiğini belirterek, davalılardan 4359,28 TL tedavi gideri bedelinin müştereken vemüteselsilen temerrüt tarihleri itibari ile başlayacak olan ticari faizle birlikte alınarak davacı şirkete verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı N. Ş.’in mernis adresine T.K 35.maddesine göre tebligat yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak; 6111 sayılı yasa kapsamında davalılara husumet yöneltilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince tedavi gideri nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın “Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanuna göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Bununla birlikte sözkonusu Yasal düzenleme haksız fiil sorumluları (işleten ve sürücü gibi) yönünden her hangi bir ayrıksı düzenleme getirmemiş olduğundan bu kişiler yönünden tedavi giderlerine ilişkin sorumluluk devam edecektir.
Bu durumda Mahkemece, davalı Nuray’ın kendi için sarfedilen tedavi giderlerinden sorumlu olduğu, sigorta şirketi yönünden ise dava 6111 sayılı yasadan önce açıldığından yukarıdaki hukuksal açıklamalar ışığında SGK’nın yasal hasım olarak davaya dahil edilerek yargılmaya devam edilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.