YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5840
KARAR NO : 2014/6954
KARAR TARİHİ : 05.05.2014
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2012
NUMARASI : 2008/380-2012/631
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının sürücüsü olduğu aracın kusurlu şekilde davacı yayalar Sultan ve küçük Ege’ye çarparak yaralanmalarına sebebiyet verdiğini, olay nedeniyle davacı Sultan ve Ege’nin maddi ve manevi zararlarının meydana geldiğini, davacı Koral’ın ise davacı Sultan’ın eşi diğer davacının babası olarak bir süre işleriyle ilgilenemeyip yaptığı iş gereği aldığı işleri yerine getiremediğinden maddi zararının ve ayrıca manevi zararının meydana geldiğini ileri sürerek, ıslahla birlikte davacı Sultan için 4.050,00 TL., davacı küçük Ege için 1.237,35 TL., davacı Koral için 100,00 TL. maddi tazminat ile davacı Sultan için 25.000,00 TL., davacı Ege için 40.000,00 TL., davacı Koral için 5.000,00 TL. manevi tazminatın faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kusuru kabul etmediklerini ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı Sultan ile Ege’nin ıslah edilen maddi tazminat taleplerinin kabulüne, davacı Koral’ın maddi ve manevi tazminat talebinin reddine, davacı Sultan’ın manevi tazminat talebinin 5.000,00 TL., davacı Ege’nin manevi tazminat talebinin 15.000,00 TL. yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
BK.’nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, davalı tarafa ait araç asli kusurlu olarak davacı yaya Sultan ile küçük Ege’ye çarparak her iki davacıda da kemik kırıkları oluşturacak şekilde yaralanmalarına sebebiyet vermiştir. O halde, meydana gelen olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak, davacılar Sultan ve E.. Y.. için olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan düşük manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, dava konusu kazada eşi ve 5 yaşındaki çocuğu yaralanıp hastanede tedavi altına alınan davacı eş/baba K.. Y..’in de oluş şekli itibariyle olayda üzülüp acı ve elem duyması kaçınılmazdır. O halde, davacı Koral’ın manevi zararların kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalı tarafın sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken talebinin reddine karar verilmesi isabetli değildir.
3-)Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Maddi tazminat hesaplanmasına ilişkin aktüer bilirkişi raporunda davacı Sultan’ın kaza tarihi itibariyle sigortacılık işinden aylık 1.100,00 TL. gelir elde ettiği kabul edilerek buna göre hesaplama yapılmış ise de; davacı Sultan’ın kaza tarihindeki gelir durumuna ilişkin olarak dosyaya her hangi bir bilgi ve belge sunulmadığı gibi sosyal ve ekonomik durum araştırmasında da bu davacının ev hanımı olup çalışmadığının tespit edildiği görülmektedir.
Bu durumda mahkemece, öncelikle davacı yanın bu yöndeki delillerini ibrazının sağlanması, ondan sonra varsa, işyerinden kaza tarihindeki sürekli ve net kazanç durumunun sorulması, maaş bordrosu ve sosyal güvenlik kayıtlarının getirtilmesi, kaza öncesi sürekli ve düzenli gelir olgusunun kanıtlanamaması halinde asgari ücrete göre hesap yapılması için bilirkişiden ek rapor alınıp varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, gelir durumu yönünden davacı tarafın tek yanlı ve soyut beyanı ile soyut tanık beyanına bağlı kalınıp, kaza tarihinde asgari ücretin üzerinde olan gelir esas alınarak hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle de davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 5.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.