YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5552
KARAR NO : 2014/7111
KARAR TARİHİ : 06.05.2014
MAHKEMESİ : Didim(Yenihisar) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/01/2013
NUMARASI : 2011/259-2013/4
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davalı Ö.. P.. vekili ile davalı İ.. Y.. vekilincede cevap dilekçesiyle duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 6.5.2014 Salı günü davacı ve davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı Bahattin vekili, davalı borçlu Musa aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu aracını ve hattını davalı Ömer’e satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı Ömer vekili davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı borçlu usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dava konusu aracın borçludan alınmadığı gerekçesiyle araç için davanın reddine ancak dolmuş hattının devrinde satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu gerekçesi ile söz konusu hat devri için davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Ömer vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu edilen minibüs hattına ilişkin olan davalı Ö.. P..’ın 141 nolu Şehiriçi Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifindeki hissesine yönelik olarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki Didim Belediye Başkanlığı ile adı geçen Kooperatif Başkanlığı arasında yapılan sözleşmede, şehir içi ulaşımı için tahsis edilen hatların Kooperatif Başkanlığınca bir başka şahsa devir ve temlik edilemeyeceğine yer verilmiştir. Bu durumda dava konusu minibüs hattının mülkiyetinin davalı borçlu Musa’ya ait olmadığı açıktır. Mülkiyeti kendisine ait olmayan hattın diğer davalı Öber’e mülkiyet olarak devir edilmesi de mümkün değildir. Tabii olarak sözü edilen hat üzerine haciz konulması ve hattın açık artırma ile satılması da mümkün değildir. Zira böyle bir hat, İcra ve İflas Kanunu’nda haczedilebilir bir mal, hak ya da alacak olarak öngörülmemiştir. Kaldı ki tasarrufun iptali davası sonunda verilen bir kabul kararı üzerine cebri icra yetkisi verilecek bir hak da söz konusu olmayıp başka bir deyişle icra dairesince satışa çıkarılacak bir mal veya hak da bulunmayacaktır. Tüm bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Ömer vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Ö.. P..’a geri verilmesine 06/05/2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.