Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/5427 E. 2014/13873 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5427
KARAR NO : 2014/13873
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ :İstanbul(Kapatılan) 19.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ :10/10/2012
NUMARASI :2011/24-2012/206

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu H.. B..’ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 5.1.2006 tarihinde davalı A.A. D.B.a, onun da 1.2.2006 tarihinde davalı H.. Ş..’e sattığını, davalı 3. Ve 4.kişinin borçlunun çalışanları olduğunu belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiş, 9.10.2006 tarihli dilekçesi ile dava konusu taşınmaz 20.3.2006 tarihinde davalı 5.kişiye satıldığından davanın bedele dönüştürülmesini istemiş, 18.2.2009 ve 4.11.2011 tarihli duruşmalarda da davalı şirket hakkındaki davayı takip etmediklerini belirtmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin iptali istenen tasarrufun tarafı olmaması nedeniyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini savunmuştur.
Davalılar H.. B.. ve A. A. D. B. vekili, dava konusu taşınmaz satıldığından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacı bankada müşteri çekleri bulunduğundan alacağın teminat altında olduğunu, müvekkilleri arasında tanışıklık ve iş ilişkisi bulunduğunu taşınmazın ilan suretiyle satıldığını, satış bedeliyle borç ödemesi yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı H.. Ş.. vekili, dava konusu taşınmazı rayiç bedelle aldıklarını ve daha sonra sattıklarını, borçlunun çalışanı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, 5.1.2006 tarihli tasarrufun davalı Halit ile satış tarihinde davalı şirketin SGK’lı çalışanı olan ve bilahare de 7.12.2007 tarihinde evlendiği A.A. arasında yapıldığı bu durumun borç nedeni ile mal kaçırma amacını taşıdığından tasarrufun İİK’nun 278/3-1.madde gereğince iptale tabi olduğu, 01.02.2006 tarihli tasarruf yönünden ise davalılardan H. C., borçlu Halit’in eski eşi olduğu, ancak 1998 yılında boşandıkları, boşanma tarihi ile satış tarihi arasında 8 yıl gibi uzun bir süre geçtiği, H. C.’ın sırf eski eş olmasının kötüniyete, muvazaaya karine olmayacağı, dava konusu taşınmazı rayiç fiyat üzerinden aldığı, davalı şirketin çalışanı olmadığından hakkındaki davanın reddi gerektiği, davalı borçlu şirket hakkındaki davanın 04.11.2011 tarihinde müracaata bırakılıp üç ay içinde yenilenmediği gerekçesiyle davalı P.Dış Ticaret Ltd. Şti yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalı H.. Ş.. yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden dava bedele dönüşmüş haliyle kabulü ile taşınmazın 5.1.2006 tarihindeki değeri olan 135.000,00 TL’nin davacının alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak davalılar A. A. D. B. ve H.. B..’dan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı A. A.D. B.vekili tarafından temyiz edilmiş, davalı A.A.D. B.vekilinin temyiz istemi temyiz harç ve giderlerini süresinde yatırmadığı gerekçesiyle HUMK’nun 434/3,HMK’nun 343,349 maddeleri gereğince 18.2.2013 tarih 2011/24 Esas 2012/206 sayılı ek kararla reddedilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Davalı borçlu H.. B.. hakkındaki icra takibi devam ettiğinden, adı geçen borçlu takip konusu borcun tamamından sorumlu olduğundan ve 05.01.2006 tarihli tasarrufu iptal edildiğinden ayrıca İİK 283/2 madde gereğince nakden tazminatla sorumlu tutulması isabetli görülmemiştir. Ancak bu husus temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Mahkemece 01.02.2006 tarihli tasarruf yönünden davalı 4.kişi H.. Ş..’ün borçlunun eski eşi olmasının kötüniyetini göstermediği, taşınmazı rayiç bedelle aldığı ve borçlu şirketin çalışanı olmadığı gerekçesiyle hakkındaki dava reddedilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Somut olayda davalı borçlu H.. B.. 24.12.1998 tarihinde davalı 4.kişi H. C.’dan boşanmış 07.12.2007 tarihinde davalı 3.kişi A.A.ile evlenmiştir. Dava konusu taşınmaz ise 5.1.2006
tarihinde borçlu tarafından davalı A.A.ya, A. A. tarafından da 26 gün sonra 01.02.2006 tarihinde davalı H. C.’a, onun tarafından da eldeki dava açıldıktan üç gün, aldığı tarihten 47 gün sonra 20.3.2006 tarihinde dava dışı 5.kişi D.. Ö..’e satılmıştır. Davalı Halit ve A. A. vekili dava konusu taşınmazın satışı konusunda ilan verdiklerini belirtmiş ise de (ödeme emri davalı borçlulara 03.03.2006 ve 13.03.2006 tarihinde tebliğ edilmiştir) anılan ilanın 13.3.2006 tarihli olup anılan tarihte taşınmaz malikinin davalı H.C. olduğu, yine 01.02.2006 tarihli satış sözleşmesinde davalı H.C. adına taşınmazı satın alan vekil H.Ö. ile davalı borçluların avukatının aynı ismi taşıdığı anlaşılmaktadır. Dosyadaki mevcut deliller ve maddi olgular birlikte değerlendirildiğinde davalı 4.kişi H. C.’ın, borçlunun eski eşi olması, İstanbul’da oturmasına rağmen boşandığı eşine ait Antalya’daki taşınmazı borçlunun çalışanı daha sonra eşi olan A.A.’dan alıp aleyhine açılan davadan üç gün, satın aldığı tarihten 47 gün sonra satması, borçlular vekili ile Hatice adına taşınmazı satın alan vekilin aynı ismi taşıması, taşınmazın satılık ilanı verildiği tarihde taşınmazın davalı H. C.a ait olmasına rağmen satış ilanının borçlu ve 3.kişi vekili tarafından sunulması karşısında davalı 4.kişi H.C.ın borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğunun kabulü ile 01.02.2006 tarihli tasarrufun da İİK 280/1 madde gereğince iptali ile davalı H.C. dava konusu taşınmazı 20.03.2006 tarihinde elden çıkardığından hakkındaki davanın bedele dönüşmesi nedeniyle İİK 283/2 madde gereğince davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak ve davalı A. A. ile birlikte müştereken ve müteselsilen 135 000 TL tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.