YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5416
KARAR NO : 2014/13872
KARAR TARİHİ : 21.10.2014
MAHKEMESİ :Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :19/06/2012
NUMARASI :2009/177-2012/252
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalılar F.. Ö.. ile Ö.. K.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu D.İnşaat Taahhüt Temizlik ve Yemek Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.’nin Kanuni Temsilcisi Ö.. D..’nin amme alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 10.4.2008 tarihinde baldızı davalı F.. Ö..’e,Filiz’in de 5.2.2009 tarihinde davalı Ö.. K..’a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalılar vekili, aciz belgesi sunulmadığını, iptal koşullarının oluşmadığını, borçlunun adına kayıtlı taşınmaz ve araç bulunduğunu, dava konusu taşınmazını gerçek bedelle alınıp satıldığını, satış bedelinin banka aracılığıyla ödendiğini, Filiz tarafından taşınmazın kiraya verildiğini ve gelir vergisi olarak bildirildiğini, satış bedeli ile SGK borçlarının ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre davalı Ö.. D.. hakkında müdürü olduğu şirketten ayrı olarak 6183 Sayılı Yasaya göre takip başlatılıp ödeme emri tebliği yapılmadığı, bu nedenle davalı Önder’e usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmeden ve itiraz hakkı sağlanmadan dava açıldığı anlaşıldığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar F.. Ö.. ile Ö.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6183 Sayılı AATUHK’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı Yasanın mükerrer 35 maddesi gereğince Limited Şirket ortakları şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumludur. Öte yandan 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 10/2 maddesinde ise tüzel kişiler ile küçüklerin vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşün ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği,bu ödevleri yerine getirmemeleri halinde tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödemelerini yerine getirmeyenlerin mal varlıklarından alınacağı hükmüne yer verilmiştir.
Bu tür davaların dinlenme koşullarından biri, kesinleşen kamu veya kurum alacağı için tahsil idaresince yapılan icra takibinin kesinleşmiş olmasıdır.
Somut olayda Mahkemece belirtilen gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Dosya içindeki belgelerden davacı idare tarafından D. İnşaat Taahhüt Temizlik ve Yemek Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.’nin kanuni temsilcisi olan davalı Ö.. D.. hakkında 5.6.2008 tarihli on iki adet ödeme emri, 4.7.2008 tarihli onbir adet haciz varakası, 23.6.2008 tarihli iki adet haciz bildirisi düzenlediği, ödeme emirlerinin 12.6.2008 tarihinde borçlunun adresinde ve onunla birlikte yaşayan kardeşi E.D.’ye tebliğ edildiği, davalı borçlunun . plakalı aracına 2.7.2008, Akçabat Sögütlü Mahallesi. ada . parsel. nolu meskenine 8.7.2008 tarihinde haciz konulduğu; davalı borçlu tarafından tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptaline yönelik vergi mahkemesine dava açıldığının iddia ve ispatlanamadığı, dolayısıyla davalı borçlu hakkındaki takibin (dava dışı vergi borçlusu şirketin kanuni temsilcisi olarak) kesinleştiği anlaşıldığından dava konusu tasarrufların 6183 Sayılı AATUHK’nun 24,27,28,29,30 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar F.. Ö.. ve Ö.. K.. vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.