Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/5386 E. 2013/6132 K. 02.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5386
KARAR NO : 2013/6132
KARAR TARİHİ : 02.05.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak iddiasının reddi davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı (alacaklı) vekili, Kadıköy 4. İcra Müdürlüğü’nün 2011/8552 sayılı Takip dosyasında yapılan 08.06.2011 günlü hacze konu menkullerin alacaklı tarafından borçlu şirkete satılıp haciz mahallinde teslim edilen mallar olduğunu, üçüncü kişinin bu eşyaları borçludan satın aldığını iddia ettiğini, ancak sunulan sözleşme ile elden ödemeye ilişkin tahsilât makbuzlarının istihkak iddiasını kanıtlamaya everişli olmadığını, faturanın gerçekliğinin de araştırılması gerektiğini belirterek davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı (üçüncü kişi ve borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadıkları gibi cevap da vermemişlerdir.
Mahkemece toplanan delillere göre: “davacı şirketin haciz adresindeki eşyaların alacaklı tarafından borçlu şirkete satılan mallar olduğunu söyleyerek haczin yapılmasını sağladığı, ancak haczin yapıldığı inşaatın borçluya ait olduğu yönünde bir delil sunamadığı, borçlunun satın aldığı malları üçüncü kişiye satmasında hukuki bir engelin de bulunmadığı, mahcuzların borçluya ait olmadığının sunulan faturalardan anlaşıldığı“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dava, alacaklı tarafından İİK’nun 99. maddesi uyarınca “istihkak iddiasının reddi” davası olarak açılmıştır.
İstihkak davalarında üçüncü kişi ya da onun adına vekili, yetkilisi, vb. bir kişi ya da borçlu tarafından geçerli bir istihkak iddiasında bulunulması dava şartıdır.
Somut olayda, hacizde hazır bulunan … isimli kişi mahcuzların kendilerine ait olduğunu borçlu ile
ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasında bulunmuştur, ancak bir adi ortaklık adına mı kendisi adına mı istihkak iddiasında bulunduğu anlaşılamamaktadır. Temyiz aşamasında yaptırılan araştırma ile de üçüncü kişi ve anılan şahıs arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunup bulunmadığı belirlenememiştir.
Mahkemece yapılması gereken iş öncelikle hacizde üçüncü kişi adına geçerli bir istihkak iddiasında bulunulup bulunmadığını araştırmak olmalıdır. Bu bağlamda …’in üçüncü kişi şirket ve borçlu ile bağı ilgililerinden sorularak ve Vergi Dairesi, Ticaret Sicil Memurluğu gibi kurumlarla gerekli yazışmalar yapılarak araştırılmalıdır. Sonucuna göre hacizde üçüncü kişi şirket adına yapılmış geçerli bir istihkak iddiası yoksa icra memurunun İİK’nin 99. maddesini uygulamasının hukuki bir sonuç doğurmayacağı ve alacaklının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı dikkate alınarak açılan dava bu yönü ile reddedilmelidir.
Diğer yandan hacizde hazır bulunan kişi üçüncü kişi şirket ile adi ortaklık ilişkisi içindeyse ya da davacının veya borçlunun yetkilisi, müdürü vb. konumda çalışıyorsa hacizde yapılmış geçerli bir istihkak iddiasının bulunduğu kabul edilerek buna karşı alacaklının açtığı istihkak iddiasının reddi davanın esasına girilmeli ve öncelikle İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin kimin yararına olduğunun tayini ile daha sonra sunulan delillerin ispat yükü açısından değerlendirilmesi ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
2.Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyizi itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine 2.5.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.