YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5369
KARAR NO : 2014/5163
KARAR TARİHİ : 07.04.2014
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2012
NUMARASI : 2010/567-2012/487
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik (ZMSS) sigortacısı olduğu aracın davacının oğlu (yaya) C. B.’a çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini ileri sürerek, ıslahla birlikte 22.644,08 TL. destekten yoksun kalma tazminatının faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kabulüne, hükmedilen tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı tarafça gider avansı olarak yatırılan ancak sarfedilmeyen mablağın talep üzerine iadesinin mümkün olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemini olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresi, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu Dairemiz ve Yargıtay’ın yerleşik uygulaması ile benimsenmiştir.
Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif devre zararının hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı ve asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemeyeceği açık olup, buna göre; 15.10.2012 tarihli hesap bilirkişi raporunda pasif devre zararı hesabında asgari geçim indirimi olmaksızın yapılan hesaplama doğrudur.
Ancak; davacı yanın gerçek zarar miktarının tespiti yönünden fiilen çalışılacak aktif dönem gelirleri hesabında asgari geçim indirimi tutarlarının da hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğinden, mahkemece bilirkişiden bu yönde ek rapor alındıktan sonra varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-)Müteveffanın ölümüne (zarara) sebebiyet veren araç ticari nitelikte olduğundan, haksız eylemin de TTK.’nun 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliği taşımasına ve ıslah dilekçesinde avans faizine karar verilmesi talep edilmiş olmasına göre mahkemece, talep gibi hükmedilen tazminata avans faizi uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, yasal faize karar verilmesi isabetli olmadığı gibi, davacı tarafça yatırılan ve davalı tarafa yükletilen harç tutarının eksik hesaplanması da doğru değildir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 7.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.