Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/5247 E. 2014/9775 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5247
KARAR NO : 2014/9775
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

MAHKEMESİ : İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2005/311-2012/596

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davacılar vekili, davalı Belediye Başkanlığı vekili ve davalı TEDAŞ A.Ş. (Gediz A.Ş.) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, dava dışı sürücü idaresindeki aracın davalıların sorumluluğunda bulunan yol ortasındaki yüksek gerilim hattı elektrik direğinin sebebiyet verdiği trafik kazasında araç içinde yolcu olarak bulunan davacıların oğlu M. Ö.’ın vefat ettiğini ileri sürerek, ıslahla birlikte davacı baba Latif için 9.756,15 TL., davacı anne Lütfiye için 14.082,44 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ile her davacı için 20.000,00’er TL. manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Davacılar M.A. E.’a velayeten babası A. E., kendi adlarına A. E. ve R. E. vekilince M.A. E.’un aynı olayda yaralanması sebebiyle davalılar aleyhine İzmir 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/488 Esas sayılı dosyası ile ıslahla birlikte davacı M.Ali için toplam 140.133,95 TL. geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile davacı M.Ali için 50.000,00 TL. manevi, davacı Ahmet için araç hasarından dolayı 1.000,00 TL. maddi ve 10.000,00 TL. manevi, davacı Rukiye için 10.000,00 TL. manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebiyle açılan dava bu dava ile birleştirilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, asıl ve birleştirilen davalar yönünden T.. A.. hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine, asıl davada; davacıların ıslah edilen maddi tazminat taleplerinin kabulüne, manevi tazminat taleplerinin 10.000,00’er TL. olarak kısmen kabulüne, birleştirilen davada; davacı M.Ali’nin ıslah edilen maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat taleplerinin davacı M.Ali için 20.000,00 TL., diğer davacılar anne ve babası için 4.000,00’er TL. olarak kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davacılar vekili, davalı Belediye Başkanlığı vekili ve davalı Tedaş A.Ş.(Gediz A.Ş) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-)Davalı belediye başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davalı belediye kamu tüzel kişisi olup görmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğu özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayanılarak İdari Yargılama Usul Kanunu 2.madde hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikamesi gerekmektedir. (11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı)
Somut olayda, davacılar vekili, dava konusu trafik kazasına davalıların sorumluluğunda bulunan yol ortasındaki yüksek gerilim hattı elektrik direğinin sebebiyet verdiğini belirterek dava açmış olup, olayda davalı belediye başkanlığı yönünden hizmet kusuruna dayanıldığı açıktır.
Buna göre, görev-yargı yolu yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınacak hususlardan olduğundan, anılan davalı bakımından idari yargının görev alanına giren uyuşmazlıkta yargı yolu yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın esası incelenerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bozma neden ve şekline göre, bu aşamada davalı belediye başkanlığı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
2-)Davalı Tedaş A.Ş. vekili ile asıl ve birleşen davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
A-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı Tedaş A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının, asıl ve birleşen davacılar vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
B-) Asıl ve birleşen davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
BK.’nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Buna göre, mahkemece asıl ve birleşen davacıların manevi tazminat talepleri yönünden yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de;
B-1) Asıl davadaki somut olayda; davalı tarafın kusuruyla meydana gelen trafik kazasında kazaya karışan araç içinde yolcu olan ve olayda kusuru bulunmayan davacıların oğlu 19 yaşındaki M. Ö. vefat etmiş olup, meydana gelen olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak, davacılar için olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan düşük manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
B-2) Birleştirilen dava yönünden de; dava konusu olay tarihinde 17 yaşında olan davacı M.A. E. ağır derecede yaralanarak %62 oranında sürekli maluliyete uğramış olup, meydana gelen olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak, davacı M.Ali ile davacı anne ve babası için olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha arttırılarak manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
B-3) Birleştirilen davacı A. E.’un araç hasarına yönelik talebi yönünden olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamış olması da isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı belediye vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, (2/A) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı TEDAŞ A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının, asıl ve birleşen davacılar vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, (2/A) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı TEDAŞ A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının, asıl ve birleşen davacılar vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, (2/B) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma şekline göre bu aşamada davalı belediye vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davacılar, davalı Belediye Başkanlığı ve davalı TEDAŞ A.Ş.(Gediz A.Ş) geri verilmesine 23.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.