YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5152
KARAR NO : 2014/4722
KARAR TARİHİ : 31.03.2014
MAHKEMESİ : Taşköprü Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2012
NUMARASI : 2009/321-2012/247
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkilleri Mustafa ve Ayşe’nin oğlu, diğer müvekkillerinin ise kardeşi olan destek L. Y.’in sürücüsü olduğu motosiklete, davalının sürücüsü olduğu traktörün çarpması sonucu desteğin yaşamını yitirdiini belirterek davacı anne ve baba için ayrı ayrı 12.000,00’er TL, davacı kardeşler için ayrı ayrı 9.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen davada davacı vekili, davalının işleteni olduğu aracın zorunlu trafik sigortası bulunmadığından vefat eden Lütfi Yiğit’in mirasçılarına 14.742,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, ödenen bedelin rücuan tahsili için davalıya yönelik başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının %40 icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, destekten yoksun kalma iddiasının ispat edilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna
göre; asıl davada, davanın kısmen kabulü ile davacılar M.. Y.. ve A.. Y.. için ayrı ayrı 7.000’00er TL, S.. Y.., B.. Y.. ve N.. K.. için ayrı ayrı 4.000’00er TL olmak üzere toplam 26.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/10/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleştirilen davada, davanın kabulü ile davalının Taşköprü 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/216 Esas sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline toplam 15.006,50 TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı sürücünün kusur oranının belirlenmesi hususunda rapor alınmamış, dava konusu olaya ilişkin görülen ceza dosyasında alınan kusur raporuna itibar edildiği belirtilmiştir. Oysa, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda kusur oranları belirlenmemiş, davalı sürücünün asli, desteğin tali kusurlu olduğu belirtilmiştir. Aktüerya bilirkişi raporunda, davalının asli kusurlu olduğu, buna göre takdiren %75 kusurlu olduğunun kabul edildiği belirtilerek hesaplama yapılmıştır. Bu durumda mahkemece, ceza dosyası getirtilerek davalı sürücü ile desteğin kusur oranlarının belirlenmesi hususunda rapor alınması ve gerektiğinde aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu desteğin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı B.. Y..’a geri verilmesine 31.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.