YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/498
KARAR NO : 2013/15640
KARAR TARİHİ : 12.11.2013
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-KARAR-
Davacı-birleştirilen dava davalısı Alibaba Turizm Seyahat ve Ticaret A.Ş. vekili asıl davada, davalının müvekkilinin aracının kasko ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olduğunu, 31.10.2009 tarihinde araçla gerçekleştirilen tek taraflı kazada aracın hasar gördüğünü, aracı dava dışı şirkete 83.010,42 TL’ye yaptırdıklarını, ancak davalının yapılan başvuruya rağmen ödeme yapmaktan kaçındığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL’nin davalıdan tahsilini istemiş, davalı-birleştirilen dava davacısı Groupama Sigorta A.Ş. vekili birleştirilen davada, müvekkilinin gerçekleşen kaza nedeniyle dava dışı Japon Çiçek Galerisi isimli işyerine 38.342 TL ödeme yaptığını ve sürücünün alkollü ve ağır kusurlu olması sebebiyle rücu hakkının doğduğunu ileri sürerek 38.342 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-birleştirilen dava davacısı Groupama Sigorta A.Ş. vekili, gerçek sürücünün aşırı derecede alkollü olduğunu ve zararın teminat kapsamında olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen dava davalısı -davacı Alibaba Turizm Seyahat ve Ticaret A.Ş. vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulü ile 38.342 TL rücu alacağının 20.04.2010 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı Alibaba Tur. A.Ş.’den alınarak davacı … şirketine verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve sürücünün alkollü olmadığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl dava, davacı sigortalının araç hasarının kasko sigortacısı olan davalıdan tahsili istemine, birleştirilen dava ise, aynı zamanda ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olan sigorta şirketinin üçüncü kişiye ödediği tazminatın sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ile özellikle tarafsız görgü tanıkları …, … ve…i’nin birbirlerini doğrulayan ve tutarlı beyanlarına göre, olay anında araç sürücüsünün alkollü olduğu anlaşılmaktadır.
2918 sayılı KTK.nun 48. maddesinde alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ” Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeleri ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı ” başlıklı 97/1 maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kazadaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Öte yandan, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.5.5. maddesinde; Ayrıca Kara Taşıtları Kasko Sigorta Genel Şartlarının A.5.5 maddesinde taşıtın karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların kasko poliçesi teminatı dışında olduğu belirtilmiştir.
Bununla birlikte Kasko Sigortası Genel şartlarının A.5.5.maddesinin dayanağını keşkil eden KTK.nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olarak tanıyan hükümde yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasagının getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulüde mümkün değildir.
O halde hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK.nun 1281.maddesi hüküm gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün onarımın doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleyip gerçekleşmediğinin alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK.nun 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK.nun 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18;) YHGK.nun 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Somut olayda davacı araç sürücüsünün olay anında alkollü olduğu anlaşılmakla beraber, oluşan hasarın salt alkolün etkisi altında oluşup oluşmadığı hususunda yapılmış bir tespit yoktur. Bu konuda mahkemece alınan rapor hüküm kurmaya yeterli değildir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş 2 noroloji ve 1 trafik uzmanı bilirkişilerden oluşacak yeni bir bilirkişi kurulundan olayın oluş şekli, yol ve hava durumu ve dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirilip kazanın mühhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin başka unsurların da etkili olup olmadığının tesbiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de;
Davalı … şirketinin ödeme yaptığı çiçekçide oluşan hasarın denetimi açısında aldırılan 30.03.2012 tarihli bilirkişi raporu bu konuda yetersiz olup, hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu durumda mahkemece, “konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyeti”nden, çiçekçide oluşan gerçek zararın ne kadar olduğu hususunda ayrıntılı, gerekçeli rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik ve yetersiz rapora itibar edilerek hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı-birleştirilen dosya davalısı Alibaba Turz. Sey. Tic. AŞ’ye geri verilmesine 12.11.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.