Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/497 E. 2013/2262 K. 25.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/497
KARAR NO : 2013/2262
KARAR TARİHİ : 25.02.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı (üçüncü kişi) vekili, … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, GOP 3. İcra Müdürlüğü’nün 2010/20 sayılı Talimat dosyasında yapılan 12.01.2010 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişi şirkete ait faturalı eşyalar olduğunu, bunların dava ve takip dışı bir şirketten alındığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, dava konusu haczin borçlu ve davacı şirketin ortak adresinde yapıldığını, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin sunduğu delillerin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli olmadığını, hacizde borçlu şirketin bekçisinin hazır bulunduğunu, borçluya ait iki adet kağıt kesme makinesinin de görüldüğünü, ancak finansal kiralama sözleşmesi kapsamında kaldığı için haczedilmediğini, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı (borçlu şirket) yetkilisi, istihkak iddiasını kabul ettiklerini, borçlunun 01.01.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi uyarınca haciz mahallinde bulunan yeni Bina
… adresinde 31.08.2009’a kadar kiracı olarak bulunduğunu, işleri kötü gidince ayrılıp kendilerine ait 3 adet matbaa makinesini davacı üçüncü kişinin deposuna emaneten bıraktıklarını, Maliye ile problem yaşamaması için de bir kira sözleşmesi hazırladıklarını ancak ödeme yapılmadığını, daha sonra makinelerin buradan alındığını, mahcuzların borçlu ile ilgisinin bulunmadığını savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin borçlu şirketin adresinde yapılmadığı, İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin alacaklı yararına kabul edilmesi gerektiği, davacının sunduğu kira sözleşmesi, vergi levhası, sipariş formları ve irsaliyelerin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli olmadığı, kira sözleşmesinin haciz adresi ile ilgisinin bulunmadığı“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Ticaret sicil kayıtlarına göre; üçüncü kişi ve borçlu şirketler arasında ortaklık yapısı ve faaliyet adresleri itibarı ile bağ bulunmamaktadır. Haciz adresinde borçlunun da faaliyet gösterdiğine dair bir bilgi ya da belge ele geçmemiştir. Nitekim Vergi Dairesi’nden gelen yazı cevabı ve haciz tutanağı içeriği de bu sonucu doğrulamaktadır.
Davacının dayandığı faturaları düzenleyen şirketin kuruluşu borcun doğumundan önce olup, bir kısım ortakları itibarı ile borçlu ile organik bağ içinde bulunmaktadır ve faturalar da borcun doğum tarihi ile sonrasında düzenlenmiştir.
Mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle keşif incelemesi ile haciz adresinin hangi binanın hangi katında ve bölümünde yapıldığını belirleyip, temyiz incelemesi sırasında getirtilen bilgi ve belgelere de bakarak buna yönelik tereddüdü gidermek, daha sonra davacının dayandığı faturaları düzenleyen, dava ve takip dışı Kartonsan Kâğıt Sanayi A.Ş. ile borçlu şirketin iç içe girmiş tek bir şirket gibi faaliyet gösterip göstermediğini araştırıp (iş hacmi, ortaklık yapısı, faaliyet adresleri vb.) sonucuna göre de muvazaa ve ispat yükü açısından sunulan delilleri değerlendirmek olmalıdır. Bu arada hacze konu kâğıt bobinlerinin ayırt edici özelliklerinin keşif ve bilirkişi
incelemesi ile tespiti ile üzerindeki marka ve varsa logoların borçluya ait olup olmadığının tayini, hem muvazaa olgusu hem de faturaların ispat gücü bakımından önemlidir.
Belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 25.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.