YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/471
KARAR NO : 2014/2049
KARAR TARİHİ : 18.02.2014
MAHKEMESİ : İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2012
NUMARASI : 2010/464-2012/371
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı H.. A.. vekilince de duruşa talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 04.02.2014 Salı günü davacı vekili Av. ….. geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada davacının birlikte yaşadığı hayat arkadaşının öldüğünü açıklayıp, 20.161,74 Euro cenaze ve defin giderinin fiili ödeme günündeki kur değeri üzerinden TL olarak davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile, 12.000 euronun fiili ödeme günündeki TL karşılığı olarak davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili,davalı sigorta şirketi vekili ile davalı Kazım vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalılar Kazım ve sigorta şirketi vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan defin gideri tazminatı istemine ilişkindir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereği davalılar davacının meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarını tazmin ile sorumlu olup davacının kendi milli değerlerine göre yaptığı özel giderlerden sorumlu değildir. Bu bağlamda; taziye teşekkür giderleri, yemek giderleri, çelenk ve tabut süsü gideri, cenaze merasimi giderlerine yönelik istemin reddi gerekirken bu taleplerinde kabulüne karar verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalılar Kazım ve sigorta şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 4,05 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar H.. A.. ve K.. K..’na geri verilmesine 18.2.2014 günü üye E.S.Baydar’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Defin masrafları, ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibarettir ki, ölenin taşınması, yıkanması, gömülmesi, mezarlık ücreti, mezar taşı, ilan giderleri, sadakalar, din adamlarına verilen paralar, otopsi giderleri vs. defin giderleri kapsamındadır.
Bu giderleri hükmedilebilmesi için gerçekten yapılması ve mahalli adetlere de uygun düşmesi gerekir. (Y.15 HD. 2.7.1975 gün 2313-3366 sayılı karar)
Somut uyuşmazlıkta;
Destek Hristiyan dinine mensup ve Alman uyrukludur.
Desteğin dini ve uyruğuna göre yapılan cenaze ve defin giderlerine ilişkin ödeme belgeleri davacı tarafından dosyaya ibraz edilmiş,
Hristiyan mezarlığı sorumlusu ve cenaze işleri görevlisi bilirkişi ile hukukçu bilirkişiden alınan rapora göre somut olayın özellikleri esas alınmak suretiyle cenaze ve defin giderleri bilirkişilerce belirlenmiş, mahkemece 9.7.2012 günlü rapor esas alınmak suretiyle hüküm tesis edilmiştir.
Desteğin dini, uyruğu ve defnedildiği yerin mahalli örf ve adetlerine uygun belirlenen cenaze ve defin giderlerine hükmeden yerel mahkeme kararının, davalının temyiz itirazlarının reddi ile onanmasına karar verilmesi gerekirken davalının temyiz itirazının kabulü ile yazılı gerekçe doğrultusunda bozulmasına ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım.