Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/4598 E. 2014/5871 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4598
KARAR NO : 2014/5871
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/10/2012
NUMARASI : 2010/64-2012/329

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 15.04.2014 Salı günü davacı vekili Avukat Y. Ö. ve davalılar A. Y. San ve Tic. A.Ş, K.. K.. ve G.. K.. vekili Avukat E. K. geldiler. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili davalı G.. Ş..nin müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını, ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı davalılar G.. K.. ve K.. K..’e sattığını, onlarında diğer davalı A.Yapı San. ve Tic. A.Ş.ne sattığını öne sürerek yapılan tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı G.. Ş.. cevap vermemiş, diğer davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, tasarruf tarihi ile haciz tarihi arasında 2 yıldan fazla bir sürenin geçmiş olması nedeniyle İİK.nın 278. maddesinin uygulama yeri bulunmamasına, kararda yazılı diğer gerekçelere göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış olup, tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK.nun 280/son maddesinde Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiği kabul olunur. Bu karine, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilineceği öngörülmüştür.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki niteliği işyeri, arsa ve kuyusu olarak yazılmış olduğu halde İİK.nın 280/son maddesinde yazılı nitelikte ticari işletme olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece taşınmazın tasarruf tarihi itibariyle ticari işletme olup olmadığı ve borçlu şirketin önemli bir kısmını teşkil edip etmediğinin irdelenmesi, ticari işletme niteliğinde ise işyerini devir alan şahsın borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da ızrar kastı ile hareket ettiği kabul olunacağından bu karinenin ancak iptal davasını açan alacaklıya devir tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla birlikte ticaret sicili gazetesi ile bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu isbatla çürütülebileceğinin belirtilmiş olmakla bu yönde de bir araştırma yapılması, İİK.nın 280/son maddesi uyarınca ancak borçlu ile doğrudan işlem yapan 3. kişiler yönünden iptal kararı verilebileceğinin ve iptal kararı verilmesi halinde dava konusu taşınmaz elden çıkarılmış olması nedeniyle de davanın aynı yasanın 283. maddesi uyarınca tazminat isteğine dönüşeceğinin göz önünde tutulması ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere eksik araştırma ve inceleme sonucu karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile bu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15.4.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.