Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/4578 E. 2014/6918 K. 02.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4578
KARAR NO : 2014/6918
KARAR TARİHİ : 02.05.2014

MAHKEMESİ : Gerede Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2012
NUMARASI : 2010/225-2012/535

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde ….Otomobilcilik AŞ, davalı …AŞ vekilleri ve davacı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve istihdam edeni olduğu araç ile davacının desteklerinden babanın sevk ve idaresindeki annenin ise içinde bulunduğu aracın çarpışması sonucu yaşanan kazada desteklerinin vefat ettiğini, kazanın oluşunda davalı tarafın tam kusurlu olduğunu, küçüğün hayatta bulunan bir desteğinin de kalmadığını belirterek, küçüğün annesinin ölümünden dolay 5.000 TL babasının ölümünden dolayı 5.000 TL olmak üzere toplam 10.000 TL maddi tazminatın 31.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, küçüğün annesi A.. K..’ün ölümünden dolayı 100.000 TL, Babası M.. K..’ün ölümünden dolayı 100.000 TL olmak üzere toplam 200.000 TL manevi tazminatı davalılar .. Pazarlama İhracat İthalat A.Ş ve ….. Otomobilcilik San. ve TAŞ’den 31.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini
talep etmiş iken; ıslah dilekçesi ile maddi tazminat yönünden talebini yükseltmiştir.
Davalı Anonim sigorta şirketi vekili, anne için hesaplanan destekten yoksun kalma zararının ödendiğini, baba için yapılan hesaplama da ise SGK’dan bağlanan maaş nedeniyle bir destek zararının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Otomobilcilik Şirketi vekili ise; aracın kazadan önce uzun süreliğine diğer davalı firmaya kiralandığını, aracın bu tarihten itibaren fiili tasarruf ve kullanımının kendilerinde olmadığını, sürücülerinin de diğer davalının çalışanı olduğunu belirterek davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Pazarlama şirketi vekili, taraflar arasında istihdam ilişkisi bulunduğundan kazada vefat eden S..K.. mirasçılarının davaya zorunlu dava arkadaşı olarak dahil edilmeleri gerektiğini, gerekli ışıklandırma ve tedbirlerin alınmaması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde Karayolları Genel Müdürlüğü’nün de sorumluluğunun bulunduğunu, sürücünün iş aktine uygun davrandığını ve kazanın da mesai saatleri içerisinde meydana geldiğini, kazada sürücünün belirtilen hızla hareket etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; anne A.. K.. yönünden 5.972.92.-TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müleselsilen tahsili ile (A.. A..’den poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) davacı tarafa ödenmesine, baba M.. K.. yönünden 9.601.38.-TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (A.. A.. den poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) davacı tarafa ödenmesine, anne A.. K.. yönünden 75.000.-TL manevi tazminatın davalı ..Pazarlama İhracat İthalat Anonim Şirketi ve … Otomobilcilik Ticaret ve Sanayi Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, baba M.. K.. yönünden 75.000.-TL manevi tazminatın davalı … Pazarlama İhracat İthalat Anonim Şirketi ve .. Otomobilcilik Ticaret ve Sanayi Şirketinden müştereken” müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş; hüküm davalı .. Otomobilcilik AŞ, davalı .. AŞ vekilleri ve davacı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalı … Pazarlama Şirketi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.Dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi ile faiz talebinde bulunulmuş olmasına rağmen mahkemece faiz türü ve başlangıç tarihleri hakkında bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
3- Davalı … Otomobilcilik AŞ vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 2918 sayılı KTK’nu hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Yasanın 3. maddesinde “işleten: araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen şirket ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduruan ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorunlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarakta, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı … Otomobilcilik AŞ’nin aracı uzun süreli olarak diğer davalı şirkete kiraladığı, davalı … Otomobilcilik AŞ’nin işleten sıfatının kalmadığı anlaşıldığından davalı .. Otomobilcilik AŞ hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde adı geçen davalının işleten olarak kabulü ile hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …. AŞ vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin 3 nolu bentte açııklanan nedenlerle davalı .. Otomobilcilik AŞ vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı .. Otomobilcilik San ve Tic. AŞ’ye geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 11.289,23 TL kalan harcın temyiz eden davalı … Pazarlama İhr. İth. AŞ’den alınmasına 02.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.