Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/4393 E. 2014/3766 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4393
KARAR NO : 2014/3766
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

MAHKEMESİ : Pamukova Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2012
NUMARASI : 2010/53-2012/550

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı Özdemir İnş.Tur.En.San. ve Tic.A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacılar vekili, davalı M. Tur. Ltd. Şti’nin işleticisi olduğu otobüsün davacıların desteğinin yolcu olarak bulunduğu kamyona çarpması sonucu davacıların desteğinin vefat ettiğini, davalı sigorta şirketinin davalıya ait aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, davalı Ö. İnş. A.Ş.’nin kaza yerinde yol yapım çalışmaları sırasında yeterli güvenlik önlemlerini almaması nedeniyle kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere desteğin eşi Fatma için 5.000 TL., çocukları için ayrı ayrı 2.000 TL. maddi tazminatın davalılardan, Fatma için 40.000 TL., çocuklar için ayrı ayrı 30.000 TL., desteğin annesi Saniye ve babası Mustafa için ayrı ayrı 20.000 TL. manevi tazminatın M Ltd. Şti ve Ö A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini Fatma için 23.081,40 TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, dava açılmadan önce davacılara 105.379 TL. ödeme yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama aşamasında davacılar ile sulh anlaşması yapılarak 44.621 TL. tazminat ve ferilerini ödemiştir.
Davalı Ö. A.Ş. vekili, kusur oranı ve tazminat miktarını kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı duruşmalara katılmamış, savunma yapmamıştır.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sigorta şirketinin yargılama aşamasında ödeme yapmış olması nedeniyle sulh anlaşması yapıldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacılar M.Ş. ve C. N.’un maddi tazminat talepleri yönünden A.Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödeme nedeniyle konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı Fatma için 23.081,40 TL. maddi,8.000 TL. manevi, çocuklar için ayrı ayrı 6.000 TL. manevi, Saniye ve Mustafa için ayrı ayrı 4.000 TL. manevi tazminatın davalılar M. Ltd. Şti ve Ö. A.Ş. tahsiline, Ö. A.Ş.’nin sorumluluğunun manevi tazminat yönünden 7.000 TL. ile sınırlı tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı Ö. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı Ö. İnş. Tur. A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminatı istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesi ile tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ederek teselsül hükümlerine dayanmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 88. maddesi gereğince aynı zarardan sorumlu olanların müteselsilen sorumlu olacakları düzenlenmiş, Borçlar Kanunu’nun 142. (TBK.nun 163.) maddesi gereğince ise davacıya istediği borçluya başvurma hakkı tanınmıştır. Buna göre davacılar yararına hükmedilen manevi tazminatın tamamının davalı A. sigorta A.Ş dışında kalan diğer davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken davalı Ö. İnş. Tur. A.Ş’nın kusur oranına göre sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir olunan manevi tazminatların düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
4- Mahkemece Zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin tazminat hesabının yapıldığı güne kadar geçen süreye ilişkin yasal faizi hesaplanıp güncelleştirilerek hesaplanan maddi tazminattan mahsup edilmiştir. Ancak davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce 105.379,40 TL, dava açıldıktan sonra ise 16.9.2011 tarihinde 44.621 TL. ödeme yapılarak davacılar ile sulh anlaşması yapılmıştır. Aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda yargılama aşamasında 16.09.2011 tarihinde yapılan ödemelere de yasal faiz uygulanarak güncelleme yapılarak tazminattan mahsup edilmiş ise de dava açıldıktan sonra yapılan ödemelere faiz uygulanarak güncelleme yapılması doğru değildir. Mahkemece yargılama aşamasında yapılan ödemelerin faiz uygulanmaksızın hesaplanan tazminattan mahsubu için ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Ö. A.Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2, 3 ve 4 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2.730,82 TL kalan harcın temyiz eden davalı Ö. İnş.Tur.En.San. ve Tic.A.Ş’nden alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 18.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.