Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/4385 E. 2014/4190 K. 24.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4385
KARAR NO : 2014/4190
KARAR TARİHİ : 24.03.2014

MAHKEMESİ : Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2009/89-2012/366

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar L.. Y.. ve L.. Y.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosiklete, davalıların trafik sigortacısı, işleteni ve sürücüsü olduğu aracın 27.11.2008 tarihinde tam kusurlu olarak çarpması sonucunda müvekkilinin yaralandığını, davacının burun, göz üstü ve kaş bölgesinde sabit iz kaldığını ileri sürerek, şimdilik 550,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 50.969,55 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar Latif ve L.. Y.. vekili, müvekkili sürücü Latif’in kazada tamamen kusurlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Güven Sigorta AŞ vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı sürücü Latif’in kazada tam kusurlu olduğu, davacının %10.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş bulunduğu gerekçesiyle maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 50.969,55 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline, davacının dershane ücreti ve geçici iş göremezlik zararına ilişkin talebin reddine, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar L.. Y.. ve L.. Y..’den olay
tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar L.. Y.. ve L.. Y.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu kazaya ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağında, davalı sürücü Latif’in aracının ön kısmıyla, davacı Sinan’ın sürücülüğünü yaptığı motosikletin arka plaka kısmına çarptığı, davalı sürücünün asli kusurlu, davacı Sinan’ın kusursuz olduğu belirtilmiştir. Kusur oranının belirlenmesi bakımından, ceza dosyasında Adli Tıp kurumundan 18.11.2009 tarihli bilirkişi raporuna göre ise sürücü L.. Y..’in emniyetli mesafeden takip etmediği önünde seyir halinde olan ve sola dönmek üzere sinyalini verip yolun sağına yanaşmış olan motosikletliye tehlikeli biçimde kontrolsüzce yaklaşıp, aracının sağ ön far ve tampon tarafıyla arkadan çarpması sonucu meydana gelen olayda dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı davranışı nedeniyle KTK’nun 84/d maddesi gereğince asli kusurlu, motosikletli sürücü S.. D.. sola dönmek için orta şerit çizgisini sola alarak sinyalini yeterli mesafe önceden vermesi gerekirken, sola sinyal verip sağa yanaşarak tereddütlü davranışta bulunmakla ikinci derecede az kusurlu olduğu belirlenmiştir. Bu rapora göre Beypazarı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29.12.2009 tarih ve 2009/326-2009/688 sayılı kararı ile motosiklet sürücüsünün de tali kusurlu olduğu belirtilerek sanık L.. Y..’in asli kusurlu bulunduğu gerekçesiyle taksirle yaralamaya sebebiyet vermek suçundan mahkumiyetine karar verilmiş, karar Yargıtay 12. Ceza Dairesi tarafından onanarak, kesinleşmiştir.
Bu davada trafik kusur uzmanından alınan 04.07.2012 tarihli bilirkişi raporunda ise; davalı sürücü Latif’in arkadan çarpma nedeniyle tamamen kusurlu, davacı Sinan’ın da kusursuz olduğu belirlenmiş, buna göre tazminat hesabı yapılmıştır.
BK’nın 53. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulanmasına göre, hukuk hakimi, ceza hakiminin belirlediği kusur oranı ile bağlı değil ise de; ceza kararındaki kusur durumu, bir maddi olguyu tespit ediyorsa bu kusur tespiti ve buna dayalı verilen karar hukuk hakimini de bağlayacaktır. Ayrıca, aynı maddi olgulara dayalı ceza ve hukuk mahkemelerince ayrı kusur oranlarının tespiti adalete duyulan güveni de zedeler nitelikte olacaktır.
Bu itibarla, mahkemece, ceza dosyası getirtilerek, farklı kusur durumuna ilişkin bilirkişi raporları arasında çelişkileri gidermek amacıyla, İTÜ veya Karayolları Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek bilirkişi heyetinden kusur yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, çelişki giderilmeksizin yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalılar L.. Y.. ve L.. Y.. vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar L.. Y.. ve L.. Y.. yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar L.. Y.. ve L.. Y.. vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar L.. Y.. ve L.. Y..’e geri verilmesine 24.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.