Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/4287 E. 2014/3656 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4287
KARAR NO : 2014/3656
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2012
NUMARASI : 2011/355-2012/377

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalının trafik (ZMSS) sigortacısı olduğu aracın davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, 70.589,98 TL. tedavi gideri zararının faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın 35.294,99 TL. yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle ödenen tedavi giderlerinin zarara neden olan aracın trafik (ZMSS) sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
1-)2918 sayılı Yasanın 98/1.maddesinde “motorlu araçların sebep oldukları kazalarda yaralanan kimselerin ilk yardım, muayene ve kontrol veya bu yaralanmadan ötürü ayakta, klinikte, hastane ve diğer yerlerdeki tedavi giderleri ile tedavinin gerektirdiği diğer giderleri aracın ZMSS’nı yapan sigortacısının ZMSS sınırları kapsamında ödeyeceği öngörülmüş iken 25.2.2011 tarihli RG’de yayınlarak yürürlüğe giren 6111 Sayılı Yasanın 59.maddesi ile 2918 Sayılı Yasanın 98/1.maddesinde yapılan değişiklikle “trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ile diğer resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanacağı” hükmü getirilmek suretiyle ZMSS’nın tedavi giderlerinden doğan sorumluluğu yasa ile SGK’na nakledilmiştir. Yasanın 98/2.maddesinde sigorta şirketlerince alınan primlerin ve güvence hesabınca tahsil edilen katkı paylarının SGK’ya aktarılacağı, aktarım ile sigorta şirketlerinin ve güvence hesabının, bu teminat kapsamındaki yükümlülüklerinin sona ereceği belirtilmiştir.
Yasanın 98/3.maddesinde sigorta şirketi ve güvence hesabı tarafından ödenecek meblağın süresinde ödenmemesi halinde 5510 Sayılı Yasanın 89/2.maddesinin uygulanarak alacakların gecikme cezası ile birlikte icraen tahsil edileceği öngörülmüştür.
6111 Sayılı Yasanın geçici 1.maddesi ile de yasanın yürürlüğünden önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık bedellerinin SGK tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için kanunun 59.maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirleyecek tutarın 3 yıl süre ile ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketi ve güvence hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği vaz edilmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk “Sosyal Güvenlik Kurumu’na” geçtiğinden, anılan yasa kapsamında kalan zarar kalemleri yönünden yasal hasmın “Sosyal Güvenlik Kurumu” olması gerektiği açıktır.
Somut olayda, dava konusu trafik kazası anılan yasanın yürürlüğünden önce 25.12.2010 tarihinde meydana gelmiş olup, eldeki dava ise 07.6.2011 tarihinde, yani 2918 Sayılı Yasanın 98.maddesinde yapılan değişiklikten sonra açılmıştır.
O halde, 6100 Sayılı HMK’nin 266. (1086 Sayılı HUMK m. 275) maddesinde, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerektiği hükmüne yer verilmiş olduğundan, mahkemece, 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında kalan ve Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda bulunan tedavi giderlerine esas olan işlem ve masraf miktarlarının belirlenmesi için uzman bilirkişi heyetinden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri olduğunun tespit edilmesi halinde, bu zarar kalemine ilişkin davanın SGK’na karşı açılması gerekip bu konuda davalı sigorta şirketine husumet yöneltilemeyeceğinden aleyhindeki davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi, anılan yasa kapsamı dışında kalan giderlerden ise davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerekirken, bu yöne ilişkin bir inceleme ve değerlendirmede bulunmayan yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-)Bozma sebebine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, bozma sebebine ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.