Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/4268 E. 2014/3717 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4268
KARAR NO : 2014/3717
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/11/2012
NUMARASI : 2009/219-2012/297

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı Y.. Ş.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacılar vekili, müvekkilleri Hüseyin ve Hatice’nin oğlu, müvekkili Sercan’ın kardeşi olan desteğe, davalı Yahya’nın sürücüsü olduğu, trafik sigortası bulunmayan aracın çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek davacı anne ve baba için 5.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen, davacı anne ve baba için 25.0000,00’er TL, davacı kardeş için 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı Y.. Ş..’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı G.. H.. yönünden davanın reddine, davacı baba Hüseyin için 4.237,75 TL, davacı annenin Hatice için 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve davacı Hüseyin için 4.000,00 TL, davacı Hatice için 4.000,00 TL, davacı Sercan için 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Y.. Ş..’den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı Y.. Ş.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle ceza yargılaması sırasında
alınan ve kesinleşen bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekili ve davalı Y.. Ş.. vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nın 111. maddesinde, yasada öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu ve tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar ve uzlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebileceği hükmüne yer verilmiştir. Yasanın hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.
Somut olayda, davalı G.. H.. tarafından 19.06.2009 tarihinde davacı H.. A..’a 4.296,00 TL, davacı H.. A..’a 5.295,00 TL ödeme yapılmış, makbuz ve ibraname başlıklı belgeler davacılar tarafından imzalanmıştır. Mahkemece, davacıların dava tarihinden önce davalı G.. H..nı ibra ettiği gerekçesiyle anılan davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, davalı G.. H.. tarafından dosyaya sunulan makbuz ve ibraname başlıklı belgede, davacıların fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttukları görüldüğü gibi, yukarıda açıklandığı üzere bu belge davalının hukuki sorumluluğunu tamamen ortadan kaldıran bir belge niteliğinde olmayıp, bu belge ile ödeme yapıldığından makbuz niteliğinde kabul edilmesi gerekir. Buna göre, dava konusu zarar sebebiyle davalı tarafından yapılan ödeme için düzenlenen belge kısmi bir ibra olup, bilirkişi raporu ile de davacının zararının tamamen karşılanmamış olduğu anlaşıldığından davalı G.. H.. yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davacının maddi tazminat talebi kısmen kabul edildiğine göre, kendisini vekille temsil ettiren davalı Y.. Ş.. lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. gereğince nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve davalı Y.. Ş.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı Y.. Ş.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı Y.. Ş..’e geri verilmesine 17/03/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.