Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/4262 E. 2014/3716 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4262
KARAR NO : 2014/3716
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : Kuşadası 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/10/2012
NUMARASI : 2009/102-2012/358

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalılar B.. K.., Z.. K.., E.. E.. ve N.. K.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –
Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, müvekkillerinin desteği S. Z.’ın kullandığı motosiklete çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek davacı baba Hüseyin için 25.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 5.000,00 TL manevi tazminatın, davacı anne Seyran için 25.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 5.000,00 TL manevi tazminatın, davacı kardeş Gökhan için 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işleten S.. K..’nın, dava tarihinden önce vefat ettiği anlaşıldığından, mirasçılarına ve davalı tarafın zorunlu trafik sigortacısına karşı ayrı bir dava açılmış ve bu dosya ile birleştirilmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı S.. K..’ya yönelik davanın ölü kişiye karşı dava açılamayacağından reddine, davalılar N.. K.., Z.. K.., E.K. (Ezgi) ve B.. K.. yönünden ve manevi tazminat miktarı açısından ayrı ayrı davanın kısmen kabulüne, davacılar H.. Z.. ve S.. Z.. için ayrı ayrı 10.000,00’er TL manevi tazminatın ve davacı G.. Z.. için toplam 4.000,00 TL manevi tazminatın bu davalılardan olay tarihi olan 17/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacılar H.. Z.. ve S.. Z.. için açılan maddi tazminat davasının tüm davalılar yönünden kabulüne, davacı H.. Z.. için toplam 21.030,00-TL ve davacı S.. Z.. için 24.903,85-TL maddi tazminatın bu dosya ve birleşen dosya davalılarından (sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline, alınarak her bir davacıya ayrı ayrı verilmesine, davalı sigorta şirketi yönünden faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olarak uygulanmasına, diğer davalılar yönünden ise faizin olay tarihi olarak uygulanmasına, davacı H.. Z.. için hükmedilen 16.030,00 TL’lik kısma ve davacı S.. Z.. için hükmedilen 19.903,85 TL’lik kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılar B.. K.., Z.. K.., E.. E.. ve N.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için
temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, ıslah edilen kısım yönünden de davalılar işleten ve sürücü yönünden faiz başlangıcının kaza tarihi, davalı sigorta şirketi yönünden ise dava tarihi olarak kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu desteğin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.

SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 3.586,70 TL kalan harcın temyiz eden davalılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 17.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.