Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/4200 E. 2014/4203 K. 24.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4200
KARAR NO : 2014/4203
KARAR TARİHİ : 24.03.2014

MAHKEMESİ :Fatsa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :08/11/2012
NUMARASI :2011/73-2012/846

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı şirket vekili ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın sebebiyet verdiği trafik kazasında davacıların eşi/babaları ve destekleri olan Me.O.’in vefat ettiğini, davacılar Emine ve küçük Beyza’nın da yaralandığını ileri sürerek, ıslahla birlikte 1.000,00 TL. cenaze defin gideri, davacı eş Emine için 129.314,59 TL., çocuklar Burak için 8.988,13 TL., Lütfiye Şeyda için 47.481,02 TL. ve Beyza için 116.768,24 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ve davacı eş Emine için 60.000,00 TL., çocuklar Burak ve Lütfiye Şeyda için 40.000,00’er TL., Beyza için 50.000,00 TL. manevi tazminatın faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddini savunmuş, diğer davalı cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, 1.000,00 TL. cenaze defin gideri, Emine için 99.314,59 TL., Burak için 8.988,13 TL., Lütfiye Şeyda için 47.481,02 TL. ve Beyza için 116.768,24 TL. olmak üzere toplam 273.551,98 TL. maddi tazminat ile davacı eş Emine için 15.000,00 TL., Burak ve Lütfiye Şeyda için 10.000,00’er TL., Beyza için 15.000,00 TL. manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı şirket vekili ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-)Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle, ceza yargılaması sırasında alınan ve kesinleşen bilirkişi raporundaki kusur durumunun oluşa ve dosya içeriğine uygun bulunması sebebiyle mahkemece benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Davalı vekilinin hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik diğer temyiz itirazları ile davacılar vekilinin aynı konudaki temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişisinin 05.12.2011 tarihli kök raporu ve 09.7.2012 tarihli ek raporu hesaplama şekli ve yöntemi bakımından açık ve denetime elverişli nitelikte olmadığı halde mahkemece benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-)Davacılar vekilinin maddi tazminat hesabına esas alınan gelir durumuna ve manevi tazminata dair diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a-)Müteveffanın pasif dönem zararı hesabında bilirkişi raporunda asgari ücret esas alınmış olmasına karşın müteveffanın olay tarihinde T.C.Ziraat Bankası Ordu Şubesi’nde yönetmen olarak çalıştığı ve bankanın dosya içinde mevcut olan 22.3.2012 tarihli yazısında da belirtildiği üzere emeklilik halinde müteveffanın katsayıya uygun emekli maaşı 1.516,88 TL. olduğundan, mahkemece pasif dönem için bu gelir durumuna göre yeniden seçilecek aktüerya uzmanı bilirkişiden davacıların destek zararları yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alındıktan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
b-)BK.’nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dosya kapsamından, davalı tarafa ait aracın tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği olayda, davacıların eşi/babaları ve destekleri 53 yaşındaki M.O.vefat etmiş, geride davacı eşi ile biri küçük diğer ikisi üniversite öğrencisi olan çocuklarını bırakmış, aynı kazada davacı eş Emine ile küçük Beyza’da yaralanmıştır. O halde, olaydaki kusur durumu ile meydana gelen olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak, davacılar için olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan düşük manevi tazminata hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazları ile davacılar vekilinin aynı konuya ilişkin temyiz itirazlarının, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin müteveffanın gelir durumuna ve manevi tazminata dair temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı şirkete geri verilmesine 24.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.