YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4152
KARAR NO : 2014/4681
KARAR TARİHİ : 31.03.2014
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ :Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :04/10/2012
NUMARASI :2010/211-2012/582
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı kurum vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik (ZMSS) sigortacısı olduğu aracın davacıların müşterek oğulları yaya Y. A.’a çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini ileri sürerek, ıslahla birlikte davacı baba için 7.029,66 TL., davacı anne için 15.826,75 TL. maddi (destekten yoksun kalma) tazminat ile 15.000,00’er TL. manevi tazminatın faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı kurum vekili, davalı sigorta şirketi vekili ve davalı S. Ç., ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, dava konusu olayda müteveffa yaya tam kusurlu olduğundan davalı sürücü S.Ç. hakkındaki maddi ve manevi tazminat davası ile davalı Milli Eğitim Bakanlığı hakkındaki manevi tazminat davasının reddine, davalı sigorta şirketi ile davalı Milli Eğitim Bakanlığı hakkındaki ıslah edilen maddi tazminat davasının ise kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı kurum vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hüküm kısmında doğru olarak yazılmasına karşın, gerekçeli karar başlığında davalı kurumun adının Milli Eğitim Bakanlığı olarak yazılmamış olması mahallinde her zaman düzeltilmesi olanaklı maddi hata niteliğinde görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, verilen karar dosyada mevcut delillere uygun düşmemektedir.
Olaya ilişkin olarak görevli memurlarca düzenlenen 20.3.2009 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağında gece vakti meydana gelen olayda yaya müteveffaya çarpan araç sürücü davalı S. Ç.’nin kusurunun bulunmadığı, müteveffanın tam kusurlu olduğu belirtilmiş, yargılama sırasında uzman bilirkişiden alınan 26.2.2012 tarihli raporda da kaza tutanağındaki kusur tespiti ile ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi kusur raporlarındaki tespitin doğru olduğu, sonuç olarak olayda davalı yanın kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Öte yandan, olaya ilişkin olarak davalı sürücü hakkında Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme suçu nedeniyle açılan ceza davası sonunda Pasinler Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/299 Esas 2011/236 Karar sayılı ilamıyla yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarına göre olayda sanık sürücünün kusuru olmadığından hakkında beraat hükmü kurulduğu ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği görülmektedir.
Buna göre, dava konusu ölüm olayı yaya müteveffa Y. A.’ın kendisinin tam kusuru ile meydana gelmiş olup, davalı sürücünün kusuru bulunmadığından, dolayısıyla ölenin kendisinin tam kusuruyla sebebiyet verilen olay ve meydana gelen zararla sürücünün fiili arasında illiyet bağı bulunmadığından (kesildiğinden), mahkemece davalı işleten, sürücü ve trafik sigortacısı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, somut olayda uygulama yeri olmayan davalı işletenin kusura dayanmayan tehlike sorumluluğu gerekçesiyle davalı sigortacının ise işletenin sorumluluğunu üstlenmiş olduğundan bahisle aleyhlerinde yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre; 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davalı kurum karar ve ilam harcından muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedilmesi de isabetli değildir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı sigorta şirketine geri verilmesine 31.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.