Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/4063 E. 2014/3947 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4063
KARAR NO : 2014/3947
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

MAHKEMESİ : İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2012
NUMARASI : 2011/13-2012/637

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı E.. G.. vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalının kusurlu hareketi ile kaza yapması sonucunda müvekkilinin yaralanarak malul olduğunu ileri sürerek 100,00 TL maddi tazminat ile 40.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah ile maddi tazminat talebini yükseltmiştir.
Davalı E.. G.. vekili; aracın diğer davalı tarafından müvekkilinden habersiz şekilde kullanıldığından işleten olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Mehmet Aslan, taleplerin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Birleştirilen dava ile davacı 21.002,99 TL tazminatın aracın trafik sigorta şirketinden tahsilini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delilere göre asıl davada 21.733,49 TL maddi tazminatın ve 7.500 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline, birleştirilen davada 21.002,90 TL’nin davalıdan tahsiline dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı E.. G.. vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı E.. G.. vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, dava, trafik kazası nedeni ile maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; davacı vekili, müvekkilinin maddi tazminat alacağı nedeni ile asıl davadaki davalının sigorta şirketine karşı ayrı bir dava açmış, açılan dava asıl davayla birleştirilmiştir. Ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları halinde birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların yargılama safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurur. Davaların birbirlerinin içerisinde erimesi, tek bir davaya dönüşmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Başka bir anlatımla, birleştirmeye konu davalar bağımsız kimliklerini korurlar. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesine göre, hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunludur. Bu nedenle davaların birleştirilmesi durumunda asıl ve birleştirilen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması gereklidir. Somut uyuşmazlıkta da asıl ve birleştirilen dava mevcut olmasına rağmen vekalet ücretleri hakkında asıl ve birleştirilen davalarda ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken yazılı şeklde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı E.. G.. vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 1.769,94 TL kalan harcın temyiz eden davalı E.. G..’den alınmasına 20.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.