Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/3800 E. 2014/2152 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3800
KARAR NO : 2014/2152
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

MAHKEMESİ :İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :16/11/2011
NUMARASI :2011/153-2011/1449

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, İstanbul 14.İcra Müdürlüğü’nün 2010/31692 sayılı takip dosyasından 29.1.2011 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haczin müvekkilinin işyerinde yapıldığını, borçlunun müvekkili şirketin müdür olması nedeniyle haciz mahallinde bulunduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, haczin ödeme emri tebliğ edilen adreste borçlunun huzurunda yapıldığını, istihkak iddiasının muvazaalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece haczin ödeme emri tebliğ edilen adreste borçlunun huzurunda yapıldığı, İİK’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğu, borçlunun davacı 3.kişi şirketin yetkilisi olduğu, aralarında organik bağ bulunduğu, karine aksinin davacı tarafından inandırıcı delillerle ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 vd maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir. Mahkemece mülkiyet karinesi aksinin davacı 3.kişi tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki, davacı 3.kişi şirket borcun doğum tarihinden önce kurulmuş olup davacı şirketin dayandığı bir kısım faturaların da borcun doğumundan önceki tarihi anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; davacının dayandığı ve hacizli mallara ilişkin olduğunu ileri sürdüğü faturaların dava konusu hacizli malları kapsayıp kapsamadığınırn uzman bilirkişi marifetiyle gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak tesbit edilmesi, daha sonra faturaların hacizli malları kapsadığının tespiti halinde bu faturaların gerçekliğinin saptanması, bunun içinde faturayı düzenleyen firma ile davacı 3.kişinin defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak faturaların ticari defterlerde, hacizli mallarında şirket envanterinde kayıtlı olup olmadıkları tespit edilerek rapor alınması ve gerektiğinde firma yetkililerinin tanık sıfatıyla dinlenilerek oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 20.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.