YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3678
KARAR NO : 2014/3247
KARAR TARİHİ : 06.03.2014
MAHKEMESİ : Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2012
NUMARASI : 2009/413-2012/465
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı M.. B.. vekili ve G.. H.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı M.. B..’na ait, trafik sigortası olmaması nedeni ile G.. H..’nın teminatı altında olan askeri araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin meydana gelen tek taraflı kazada yaralandığını belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutarak 50.000,00.-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, talebini ıslah dilekçesi ile arttırmıştır.
Davalı G.. H.. vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini, kusur oranında, gerçek zarardan, kaza tarihindeki trafik sigortası poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı M.. B.. vekili, idare mahkemisinin görevli olduğunu, müvekkili idarenin kusuru bulunmadığını, zarar ile idare arasında illiyet bağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 141.123,72.-TL maddi tazminatın G.. H..’nın sorumluluk limiti olan 50.000,00.-TL ile sınırlı olarak dava tarihinden itibaren, davalı M.. B..’nın tazminatın tamamından kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı M.. B.. vekili ve G.. H.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı M.. B.. ve G.. H.. vekillerinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nin 266. (1086 Sayılı HUMK m. 275) maddesinde, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerektiği hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, mahkemece kusur yönünden hiçbir inceleme yaptırılmadan kaza tespit tutanağına göre sürücünün kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuştur.
Davalı Milli Savnuma Bakanlığı kazanın oluşmasında kendilerine yüklenecek kusurlarının bulunmadığı yönünde savunmada bulunmuştur. Kazaya ilişkin olarak tutulan kaza tespit tutanağında sürücünün tali, yoldan kaynaklanan nedenlerin kazanın oluşumunda etken olduğu belirtilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 86. maddesinin I. fıkrası “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur”, II. fıkrası “Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir” hükmünü içermektedir. Bu bakımdan davalı işleten M.. B..’nın zararlandırıcı sonucu doğuran kaza ile sorumluluğu altında olan aracın işletilmesi arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi açısından kusur raporunun alınması gerekmektedir.
O halde mahkemece, kazaya ilişkin ceza dosyası da celp edilerek, İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişiden dosyadaki tüm deliller ve ceza dosyası ile ceza dosyasında alınan beyanları da birlikte değerlendirilerek kusur oranlarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonucuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davalı G.. H.., zarara neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olmadığından sorumlu olup, kaza tarihindeki poliçe limiti 40.000.00.-TL’dir. Mahkemece, tazminattan, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olarak müteselsilen sorumluluğuna karar verilmiş ise de, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.b maddesi uyarınca, bu davalıya yükletilecek yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinden de poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğuna karar verilmesi gerekirken bu yönde karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir.
4-Ayrıca davalı M.. B.. harçtan muaf tutulması gerekirken aleyhine yargılama giderine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ :Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı M.. B.. ve G.. H.. vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2, 3 ve 4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı M.. B.. ve G.. H.. vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı G.. H..’na geri verilmesine 06.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.