Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/363 E. 2014/7857 K. 20.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/363
KARAR NO : 2014/7857
KARAR TARİHİ : 20.05.2014

MAHKEMESİ : Gölbaşı(Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2012
NUMARASI : 2011/756-2012/918

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı Adil vekili, davalı borçlu Hacı Mehmet aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı taşınmazını diğer davalıya satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunmasının bir uygulama olduğu ve satışın muvazaalı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava BK. 18. (TBK 19.) maddesine göre açılmış muvazaa nedenine dayalı iptal davasına ilişkindir.
Muvazaalı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan kural olarak muvazaalı muamele nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler.
Somut olayda davalılar arasında yapılan satışta edimler arasında fahiş fark bulunduğu ancak bunun sürekli yapılan bir uygulama olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Dava konusu taşınmazın borçlu tarafından davalı İsmail’e satış tarihi 27/10/2011 olup davacı takibinde yapılan 12/09/2012 tarihli haciz sırasında dahi borçlunun karısının oturmakta olduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun eşinin dava konusu evin eşyaları ile satıldığını beyan etmesi ve 3. kişinin de boşanmış olduğu için kendisinin oturmasına izin verdiğini belirtmesinin hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı üzerinde durulmadan yazılı olduğu gibi davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.05.2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.