YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3400
KARAR NO : 2014/890
KARAR TARİHİ : 03.02.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 31. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2012
NUMARASI : 2011/182-2012/273
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin mirasçısı H..F..’ın davalı tarafından 06/05/2009 başlangıç tarihli Hayat Sigortası Poliçesi ile sigortalı olduğunu, H..F..’ın 01/01/2010 tarihinde trafik kazası geçirerek vefat ettiğini, 60.000 USD vefat teminatının 15.000 USD kısmının ödendiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000 USD’nin 06/01/2010 temerrüt tarihinden itibaren bir yıllık döviz hesaplarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 45.000 USD’ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davacının murisinin motosiklet kazası neticesinde vefat ettiğini, motosiklet kazalarının genel şartlar gereğince ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilebileceğini, ek sözleşme bulunmadığını, murisin başvuru formunda yer alan “Motosiklet kullanıyor musun?” sorusuna “hayır” yanıtını verdiğini, rizikonun teminat dışı olduğunu, 15.000 USD’nin hatır ödemesi olduğu davacıya bildirilerek ödeme yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, sigorta başvuru formunda ve bilgilendirme formundaki imzanın murise ait olmadığı, sigortacı tarafından sorulmayan ve dolayısıyla sigortalı tarafından cevaplandırılmayan hususlardan dolayı sigortalının sorumluluğu olmadığı, sigortalının “motosiklet kazalarının” teminat dışı olduğu konusunda bilgilendirilmediği, davalının rizikodan sorumlu olduğu gerekçesiyle 45.000,00 USD’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, “motosiklet kullanıyor veya bu araçlara biniyor musunuz?” sorusuna “hayır” yanıtının verildiği “hayat sigortası başvuru formu”ndaki imzanın muris sigortalıya ait olmadığını savunmuş, mahkemece grafoloji ve adli bilimler uzmanından alınan rapordan başvuru formundaki imzanın murise ait olmadığı anlaşılmıştır. Davacılar tarafından “hayat sigortaları bilgilendirme formu” ve “hayat sigortaları ek teminatları bilgilendirme formu”ndaki imzaların murise ait olmadığına dair bir iddia ve bu konuda da yapılmış bir inceleme olmadığı halde, mahkemenin gerekçesinde “hayat sigortaları bilgilendirme formu” ve “hayat sigortaları ek teminatları bilgilendirme formu”ndaki imzaların sigortalıya ait olmadığı, dolayısıyla sigortalının “motosiklet kazalarının” teminat dışı olduğu konusunda “Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik” gereğince bilgilendirilmediği yönündeki görüşü doğru olmamıştır.
Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları 6. Maddesi (a) fıkrasına göre motosiklet ve takma motorlu bisiklet kullanmak ve bunlara binmek aksine mukavele yapılmamışsa, sigorta teminatı dışındadır. Davalı vekili bu hususta ek sözleşme yapılmadığını ve ek prim alınmadığını savunmuştur.
Davalı tarafından “hayat sigortaları ek teminatları bilgilendirme formu” ile motosiklet kullanma halinin ek sözleşme ile teminata dahil edilebileceği hususunda sigortalı bilgilendirilmiş olup, davacıların bu formdaki imzanın sigortalıya ait olmadığına ilişkin bir iddiası bulunmamaktadır.
Bu halde, “hayat sigortası başvuru formu”ndaki imza sigortalıya ait olmasa da, “hayat sigortaları ek teminatları bilgilendirme formu”nun B. Genel Bilgiler kısmının 1/a maddesi ile motosiklet kullanma halinin ek sözleşme ile teminata dahil edilebileceği hususunda bilgilendirilen sigortalı ile ek sözleşme yapıldığına ve ek prim alındığına dair bilgi ve belge olmamasına göre, mahkemece rizikonun teminat dışı olması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle verilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 03.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.