Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/3271 E. 2014/2524 K. 25.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3271
KARAR NO : 2014/2524
KARAR TARİHİ : 25.02.2014

MAHKEMESİ : Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 02/10/2012

NUMARASI : 2010/186-2012/396

Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalı sürücünün neden olduğu tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacılar desteği Yasemin V..’ın vefat ettiğini belirterek davacılar anne ve baba için ayrı ayrı 25.000 TL. diğer davacı kardeşler için ayrı ayrı 15.000 TL. den olmak üzere 95.000 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının sürücüsü olduğu araçta yolcu olarak bulunan ve kazada vefat eden davacılar desteğinin davalının eşi olduğu, davacıların evlatlarını ve kardeşlerini kaybetmesi, davalının da eşini kaybetmiş olması nedeniyle her iki tarafın da aynı şekilde acı ve üzüntü çektiği, davalı aleyhine manevi tazminata hükmetmenin adaletle uygun olmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

BK.nun 47.(TBK.nun 56.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılanmasını Amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülüklerde değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktadır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. 22.6.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlarda açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

Davacılar Galip ve Meryem Y..’ın kızı diğer davacıların kardeşi olan Yasemin V..’ın davalı Birgen V.. idaresinde bulunan araçta yolcu olduğunu ve davalının tam kusurlu olarak neden olduğu kazada davacılar desteğinin öldüğünü belirterek manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Mahkemece davalı Birgen V..’ın ölenin eşi olması nedeniyle aynı şekilde acı ve üzüntü çektiği belirtilerek manevi tazminata hükmedilmemiş ise de davalı kazaya tam kusuru ile neden olmuş olup, hangi hallerde manevi tazminata hükmedileceği BK.47 (TBK.56.) maddesinde açıklanmış olduğundan somut olayın buna göre değerlendirilmesi gerekir.

Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47.(TBK.56) maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde uygun bir manevi tazminata hükmedilmek gerekirken yazılı şekilde manevi tazminat talebinin reddi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 25.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.