YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3224
KARAR NO : 2014/2926
KARAR TARİHİ : 04.03.2014
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2012/117-2012/560
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı aracın davacının yolcu olarak bulunduğu araca çarpması nedeniyle davacının yaralandığını, sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine sigorta şirketinin 39.630,44 TL. ödeme yaptığını ancak ödemenin yetersiz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100 TL. geçici, 7.900 TL. sürekli işgöremezlik tazminatı olmak üzere 8.000 TL. tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş,ıslah dilekçesi ile geçici işgöremezlik talebini 2.335,52 TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davacıya ödeme yapılara ibraname alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının sigorta şirketinden aldığı miktar ile bilirkişi tarafından belirlenen miktar arasında açık oransızlığın bulunmadığı, davacının ödeme karşılığı imzaladığı ibraname geçerli olduğundan davalıdan talepte bulunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 111. maddesinde: “Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu, tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebileceği” düzenlenmiştir.
Anılan madde hükümlerinden yararlanabilmek için bu yön dava sırasında bir def’i olarak ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten başlıyarak iki yıllık sürede anlaşma hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir iradenin açıklanması da yeterli olacaktır.
Dava konusu olayda davacı, davalı sigorta şirketine başvuru yapmış, sigorta şirketi tarafından yapılan aktüerya hesabına göre 27.12.2011 tarihinde ödeme yapılarak ibraname verilmiş, iki yıllık süre dolmadan 12.3.2012 tarihinde dava açılmıştır.
Aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 9.11.2012 günlü raporla davacının toplam zararının 50.361,21 TL olduğu, davacı tarafından 27.12.2011 tarihinde ödenen 39.630,44 TL’nin rapor tarihi ile güncellenmiş değerinin 43.246,72 TL bulunduğu mütalaa edilmiş, mahkemece davacının hesaplanan zararı ile güncellenmiş ödeme arasında açık bir oransızlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa 2918 sayılı Yasanın 111. maddesinde öngörülen ödemenin yetersiz veya fahiş olduğu hususunun, sigorta şirketince ödeme yapılan 27.12.2011 tarihindeki verilere göre belirlenmesi gerekir.
Bu halde bilirkişiden ek rapor alınarak 27.12.2011 tarihindeki verilere göre hesaplama yapılarak davacı zararının belirlenmesi, 39.630,44 TL sigorta ödemesinin hesaplanan zarardan mahsubu sonucu kalan zarar yönünden ödemenin yetersiz olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde 9.11.2012 rapor tarihindeki verilere göre değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 4.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.