Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/3218 E. 2014/2861 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3218
KARAR NO : 2014/2861
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

MAHKEMESİ :Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :11/09/2012
NUMARASI :2004/683-2012/508

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu …… plakalı traktörün 18.06.2002 tarihinde tam kusurlu olarak çarptığı … plakalı kamyonette yolcu olarak bulunan M.. A.. ve A.. Ç..’ın vefat ettiğini, müvekkili R.. A.. ile dava dışı Haluk Yörük’ün yaralandıklarını, müvekkili H.. A..’ın kazada eşini (Makbule) ve kızını (Asuman), R.. A..’ın annesini (Makbule) ve ablasını (Asuman), K.. Ç..’ın eşi (Asuman), kayınvalidesini (Makbule) kaybetmiş olduğunu ileri sürerek, H.. A.., R.. A.., K.. Ç.. için 10.000’er TL manevi tazminat, Asuman’ın çocukları davacılar Öge ve E.Ç. için 15.000’er TL manevi tazminat ile Öge ve E. Ç. için şimdilik 1.000’er TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, 08.08.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini yükselterek çocuk Öge için 4.991,93 TL, çocuk Ege için 14.430,55 TL destek tazminatının tahsilini istemiştir.
Davalı M.. D.. vekili, kazanın 18.06.2002 tarihinde meydana geldiğini, 19.11.2004 tarihinde açılan davanın zaman aşımı süresinde açılmadığını, ıslah talebinin de zaman aşımı süresinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı M.. K.., davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı sürücünün tam kusurlu olduğu gerekçesiyle,
araç maliki M.. D.. yönünden dava kazadan itibaren 2 yıllık süresinde açılmadığından zamanaşımı defi’nin kabulü ile bu davalı hakkındaki davanın reddine, Hasan ve Reyhan için ayrı ayrı 8.000 TL, Kerim için 7.000 TL manevi tazminatın, davacı Öge için 4.991,93 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 10.000,00 TL manevi tazminatın, davacı Ege için 9.439,62 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 18.06.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı M.. K..’tan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destek ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalılardan M.. D.., kaza tarihinde kazaya karışan 09 U 2328 plakalı traktörün malikidir. KTK’nun 85. maddesi gereğince zarardan sürücü ile birlikte müteselsilen sorumludur.
2918 sayılı KTK.nun 109/1.maddesinde “motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” Aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer vermiştir.
2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır: Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin
uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK’nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK’nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.
Açıklanan hukuksal ve ilkeler ışığında, trafik kazası sonucu iki kişi ölmüş, birden fazla kişi de yaralanmış olması nedeniyle davada malik M.. D.. hakkında da uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağından sonucuna göre karar vermek gerekirken, davanın yazılı gerekçe ile bu davalı yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 3.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.