YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3186
KARAR NO : 2014/2840
KARAR TARİHİ : 03.03.2014
MAHKEMESİ : Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2012
NUMARASI : 2010/143-2012/424
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik (ZMSS) sigortacısı olduğu aracın kusurlu şekilde davacı küçük Sergen’e çarparak ağır derecede yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, davacı Sergen için ıslahla birlikte geçici ve sürekli iş göremezlik zararı yönünden 46.898,31 TL., tedavi gideri yönünden 66,50 TL. maddi tazminat ile 20.000,00 TL. manevi tazminatın, olaydan duyduğu üzüntü nedeniyle diğer davacı baba için ise 10.000,00 TL. manevi tazminatın davalılardan faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirketler vekilleri ile davalı S.. Y.., ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı baba A.. A..’nın manevi tazminat talebinin reddine, davalı sigorta şirketi hakkındaki manevi tazminat talebinin reddine, davacı S. A.’nın sigorta şirketi dışındaki davalılara yönelik manevi tazminat talebinin 3.000,00 TL. yönünden kısmen kabulüne, davacı Sergen’in ıslah edilen maddi tazminat taleplerinin (Toplam 46.964,81 TL.) kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
.2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
a-)BK.’nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dosya kapsamından, davalı tarafa ait aracın %25 oranında kusurlu olarak sebebiyet verdiği olayda, olay tarihinde 14 yaşında öğrenci olan davacı Sergen’in %42 oranında sürekli maluliyet oluşturacak derecede yaralandığı, 6 ay geçici iş göremez hale geldiği ayağında kırıklar oluştuğu, hastanede yatıp tedavi gördüğü, ameliyat edildiği ve vücuduna platin/tel takıldığı anlaşılmaktadır. O halde, olaydaki kusur durumu ile meydana gelen yaralanma sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak, davacı Sergen için olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan düşük manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
b-)Yukarıdaki bentte açıklandığı üzere kazada yaralanan davacı küçük Sergen’in babası olan diğer davacının olay sebebiyle üzülüp acı ve elem duymuş olması kaçınılmazdır. O halde, davacı babanın manevi zararlarının kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalı tarafın sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesi de isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 3.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.