YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/300
KARAR NO : 2014/699
KARAR TARİHİ : 21.01.2014
MAHKEMESİ : Kalecik Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2012
NUMARASI : 2011/32-2012/356
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Güvence Hesabı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın,davacı idaresinde bulunan araca çarpması sonucu davacının yaralandığını, yapılan tedavilere rağmen malul kaldığını, davalıya ait aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasının bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000 TL. işgöremezlik tazminatının Güvence Hesabı 30.000 TL. ile sınırlı olmak üzere, 30.000 TL. manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Güvence Hesabı vekili zamanaşımı def’inde bulunmuş davanın reddini istemiştir.
Davalı M Gıda Paz. Ltd. Şti vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 50.000 TL. maddi tazminattan Güvence Hesabı 30.000 TL. ile sınırlı sorumlu olmak üzere 30.000 TL. manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı Güvence Hesabı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı Güvence Hesabı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacının yaralanmasına neden olan trafik kazası 6.11.2003 tarihinde meydana gelmiş, dava 2.2.2011 tarihinde açılmış, davalı tarafından süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunulmuştur. Haksız eylemden doğan maddi ve manevi tazminat davalarında zamanaşımı süresi, zarar görenin zararı ve tazminat sorumlusunu öğrendiği günden başlayarak Karayolları Trafik Kanununun 109/1. maddesinde iki yıl olarak öngörülmüş, 109/2.maddesinde dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı belirtilmiştir. Davacının maluliyetine ilişkin ilk rapor, Ankara Numune Hastanesi tarafından 8.2.2010 tarihinde Özürlü Sağlık Kurulu raporu olarak alınmış, yargılama aşamasında ise 04.01.2012 tarihinde Adli Tıp Kurumu’ndan alınmıştır. Bu hale göre davanın açıldığı tarihte 2918 sayılı yasanın 109/2. maddesinde belirtilen ceza zamanaşımı süresi dolmuştur.
Ancak bazı hallerde, zararın öğrenilmesi, onun kapsamının değil, varlığının öğrenilmesi anlamındadır. Zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elverişli yeterli hal ve şartların öğrenilmesi, zararın öğrenilmiş sayılması için yeterlidir.
Buna karşılık ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, kısaca, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık “gelişen durum” ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumun ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacağı için zamanaşımı süresi bu gelişen durumun durduğunun veya ortadan kalktığının öğrenilmesiyle birlikte işlemeye başlayacaktır. (HGK, 15.11.2000 gün ve: 2000/21-1609 K: 2000/1699, 4.HD 13.05.1980 gün ve 1980/3493-6206 sayılı; 26.01.1987 gün, 1986/7532 esas, 1987/485 karar sayılı kararı).
Dava konusu olay yönünden olay tarihinde yürürlükte olan ceza yasasına göre ceza zamanaşımı süresi dolmuş, davalı tarafından süresinde zamanaşımı def’inde bulunulmuştur, ancak tedavinin devam ediyor olması ve gelişen durumun varlığı halinde gelişen durumun sona ermesinden itibaren 2918 sayılı yasanın 109/1. maddesinde belirtilen 2 yıl içinde dava açılması gerekir. Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.
Dosyada bulunan raporların incelenmesinden davacının ilk maluliyet raporunun ATK‘dan 4.1.2012 tarihinde alındığı,raporda davacının çeşitli hastanelerde ameliyat olduğu ve uzun süre tedavi gördüğü ve %45.2. oranında maluliyetinin bulunduğu belirtilmiş olup raporlardan yaralamanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği; diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceği anlaşılamamaktadır. Mahkemece dosya tümü ile Adli Tıp Kurumuna gönderilerek; davacının yaralanması nedeniyle tedavileri tamamlanarak hangi tarihte sağlığına kavuşmuş sayılacağı, gelişen bir durum bulunup bulunmadığı, tedavilerinin ne zaman sona ereceği, vücut çalışma gücü kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği konusunda rapor alınmalıdır. Mahkemece bu hususta gerekli araştırmalar yapılarak davalının zamanaşımı itirazı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ;Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Güvence Hesabı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Güvence Hesabı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Güvence Hesabı’na geri verilmesine 21.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.