Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/2952 E. 2014/1928 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2952
KARAR NO : 2014/1928
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2012
NUMARASI : 2011/344-2012/589

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı H.. Y.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilinin murisi olan A..B..’ın sevk ve idaresindeki araçla, davalıların trafik sigortacısı, işleteni ve sürücüsü olduğu aracın 10.10.2009 tarihinde çarpışması neticesinde murisin vefat ettiğini, davalı sigorta şirketinin 9.925,00 TL ödeme yaptığını ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza gününden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen, 20.000 TL manevi tazminatın davalı H.. Y..’ten tahsilini talep ve dava etmiş, 16.11.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile şimdilik davacı eş Vildan için 109.496,17 TL, davacı çocuk Mustafa için 30.578,83 TL maddi tazminatın davalılardan tahsilini, her bir davacı için 10.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı H.. Y..’ten tahsilini istemiştir.
Davalı I… Sigorta AŞ. vekili, murisin oğlu davacı Mustafa’ya 9.925,00 TL ödeme yapıldığını, davacıların tazminat alacağı kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı H.. Y.. davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kazada davalı Hasan’ın %85, muris sürücünün %15 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı Vildan için 109.496,17 TL, davacı Mustafa için 30.578,83 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline, davacı Vildan için 5.000,00 TL, davacı Mustafa için 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hasan’dan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı H.. Y.. tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dava, trafik kazasından kaynaklanan destek ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece kusur yönünden hükme esas alınan 08.03.2012 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda, davalı sürücü Hasan’ın %85, muris sürücünün %15 kusurlu olduğu bildirilmiş, mahkemece de bu kusur oranları kabul edilerek hüküm kurulmuştur.
Davacı H.. Y..’in taksirle ölüme ve yaralanmaya sebebiyet vermek suçundan yargılandığı Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.10.2010 tarihli 2010/95 E. 2010/463 K. sayılı dosyasında, sanık Hasan’ın asli kusurlu, ölen Abdülaziz’in tali kusurlu olduğu kabul edilerek sanığın üzerine atılı suçtan cezalandırılmasına karar verilmiş, sanığın temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 08.07.2013 tarihli 2012/32094 E. 2013/18603 K. sayılı ilamıyla “Sanığın refüj aralığından aksi yöne döneceğine dair tespite ilişkin çelişki giderilmeden alınan bilirkişi raporlarının olayı yeterince aydınlatmadığı, olay yerinde keşif yapılıp, olay yeri şartları gözlemlenerek alınacak bilirkişi heyeti raporuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.
Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi gereğince, hukuk hakimi ceza hakiminin tespit ettiği kusurla bağlı değil ise de, Ceza Mahkemesince tespit edilen fiilin hukuka aykırılığı ve illiyet bağını saptayan maddi vakalar yönünden Ceza Mahkemesi kararı ile bağlıdır. Bu halde, mahkemece, davalı sürücü H.. Y.. hakkındaki ceza yargılamasının kesinleşmesi beklenerek, kesinleşecek maddi vakıaya göre kusur durumunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
2)Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda davacılar için CSO tablosuna göre hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre, destek tazminatının hesabında PMF tablosu kullanılmakta olup, işleyecek dönem hesabında da %10 artırma ve %10 eksiltme yöntemine göre hesaplama yapılmaktadır. Ayrıca, destek olma oranı, geride kalan eşin evlenme ihtimali, çocuğun destek alacağı yaş sınırı ve diğer hususlarda da Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları nazara alınmalıdır.
Mahkemece, bu ilkeler doğrultusunda, kusur oranı da belirlendikten sonra, aktüerya konusunda uzman bilirkişiden yeni bir rapor alınarak, temyiz eden davalı aleyhine olmayacak şekilde ve kesinleşen kısımlar dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.
3) Bozma neden ve şekline göre, davalı H.. Y..’in manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı H.. Y.. yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Hasan’ın manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı H.. Y..’e geri verilmesine 17.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.