Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/2932 E. 2014/1709 K. 13.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2932
KARAR NO : 2014/1709
KARAR TARİHİ : 13.02.2014

MAHKEMESİ : Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2012
NUMARASI : 2010/480-2012/542

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı R..Sigorta A.Ş. vekili, davalı A.. E.. vekili ve davalı A.. P.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkili idaresindeki araca davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu davacının yaralanmasına neden olduğunu belirterek çalışma gücü kaybı nedeni ve tedavi giderleri nedeni ile fazlaya dair haklarını saklı tutarak 60.000,00.-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, ayrıca 20.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı R.. Sigorta A.Ş. vekili, kusur oranında, gerçek zarardan, poliçe limiti ile sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı İ..H..Aksoy vekili, müvekkilinin davacının motosikletine çarptığı iddiasının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı A..R..Yeter’e usulüne uygun davetiye tebliğine karşın duruşmalara katılmamış ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu ve davacının % 8 oranında çalışma gücü kaybı olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddiyle geçici ve sürekli çalışma gücü kaybı ile tedavi giderleri nedeniyle toplam 34.341,52.-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, ayrıca 10.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, bakiye tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı R..Sigorta A.Ş. vekili, davalı A.. E.. vekili ve davalı A.. P.. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi ve aynı Kanunun 47.maddesi uyarınca açılmış manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. 1982 Anayasasının 36. maddesi ve HUMK’nın 73. maddesi (6100 sayılı HMK m. 27) uyarınca çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez.
Değinilen işlevleri dışında tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Bu nedenle tebliğ ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tüzüğü hükümleri tamamen şeklidir. Kanun ve Tüzüğün amacı, tebliğin muhatabına ulaşması, konusu ile ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususun belgeye bağlanmasıdır. Hal böyle olunca, kanun ve tüzük hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur.
Somut olayda, dava dilekçesi davalı A.. E..’e tebliğe çıkartılmış ancak bila tebliğ iade edilmiştir. Dosya kapsamından yargılama sürecinde davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır. HUMK’nin 73. maddesine (HMK m. 27) aykırı biçimde davalının savunma hakkı kısıtlanmıştır.
Bu durumda mahkemece davalı tarafa usule uygun şekilde dava dilekçesinin tebliği ile savunma ve delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde taraf teşkili sağlanmadan, yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre de;
a-6100 Sayılı HMK’nin 266. (1086 Sayılı HUMK m. 275) maddesinde, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerektiği hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, mahkemece kusur yönünden hiçbir inceleme yaptırılmadan Ceza Dosyasında kaza tespit tutanağına dayalı olarak verilmiş olan hüküm dikkate alınarak karar verilmiştir. Hükme esas alınan Sulh Ceza Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olduğu anlaşıldığı gibi sözkonusu dosyadan da her hangi bir kusur incelemesinin yapılmadığı ve kaza tespit tutanağındaki kusur değerlendirmesi dikkate alınarak karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, seçilecek uzman bilirkişiden dosyadaki tüm deliller ve ceza dosyası ile birlikte değerlendirilerek kusur oranlarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonucuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
b-Manevi tazminatın taktirinde BK’nın 47. maddesinde ve 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de belirtildiği üzere takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartların değerlendirilmesi açısından tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının belirlenmesi gerekeceği dikkate alınarak bu konuda mahkemece bir araştırma yapılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
3-Bozma gerekçesine göre davalı R..igorta A.Ş. vekili, davalı A.. E.. vekili ve davalı A.. P..’un diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1 ve 2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı A.. E.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı A.. E.. vekili, davalı A.. P.. ve R.. A.. vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı A.. E.., R.. A.. ve A.. P..’a geri verilmesine 13.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.