Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/2867 E. 2014/1403 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2867
KARAR NO : 2014/1403
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : Sincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2012
NUMARASI : 2009/597-2012/171

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı K.. Ç.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalıların işleteni/sürücüsü ve trafik ( sigortacısı olduğu aracın kusurlu şekilde davacının aracına çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, geçici ve sürekli iş göremezlik zararı yönünden ıslahla birlikte toplam 105.266,00 TL. maddi tazminatın her iki davalıdan 30.000,00 TL. manevi tazminatın davalı Kamil’den faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat talebinin ise 8.000,00 TL. yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile katılma yoluyla davalı K.. Ç.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-)Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı ve davalı K.. Ç.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
BK.’nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dosya kapsamından, davalı tarafa ait aracın % 70 oranında asli kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazasında, davacının ağır derecede yaralandığı ve % 52 oranında sürekli maluliyete uğradığı anlaşılmaktadır. O halde, olaydaki kusur durumu ile meydana gelen yaralanma sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak, davacı için olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan düşük manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3-) Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davalı taraf savunması üzerinde durularak ve davacının yaralanma şekli (kafa ve omuz bölgesinden) itibariyle, kaza sırasında zararın artmasını önleyecek güvenlik tedbiri olan kask takmamış olmasının müterafik kusur oluşturup oluşturmayacağının, buna göre BK.nun 44.maddesi uyarınca maddi tazminattan makul oranda hakkaniyete uygun indirim gerekip gerekmediğinin irdelenip tartışılması, ondan sonra dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalı K.. Ç..’ye geri verilmesine 10.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.