Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/2726 E. 2014/783 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2726
KARAR NO : 2014/783
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

MAHKEMESİ : Şefaatli Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2010/123-2012/153

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının işleteni ve sürücüsü olduğu trafik sigortası bulunmayan aracın neden olduğu kazada davacının yaralandığını ileri sürerek, 10.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı G.. H.. aleyhine açılan davanın reddine, davanın kısmen kabulü ile 819,72 TL maddi, 500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanmaya bağlı işgücü kaybı tazminatı, tedavi gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde, kazada yaralanan davacının yüzünde ve vücudunda kalıcı iz bırakacak şekilde yaralandığı, tedavi süresince çalışamadığı ileri sürülmüştür. 818 sayılı B.K’nun 46. maddesinde, cismani zarara uğrayan kişinin tamamen ve kısmen çalışma gücü kaybından doğan zararını talep edebileceği düzenlenmiştir. Davacının meydana gelen kaza sonucunda yaralandığı ve tedavi gördüğü konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının işgücü kaybı olup olmadığı, yüzünde sabit eser niteliğinde iz kalıp kalmadığı belirlenmelidir. Ancak, dosya kapsamında yer alan Devlet Hastanesi raporu bu hususta tam bir değerlendirme içermemektedir. Mahkemece kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekten Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği dikkate alınarak Adli Tıp Uzmanı bilirkişiden alınacak rapora göre davacının sürekli işgücü kaybına uğrayıp uğramadığı, davacı tarafından tedavi için yapılması zorunlu olan faturalandırılan ya da faturalandırılmayan giderler belirlenerek sonucuna göre maddi tazminata karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
2-Kabule göre, Borçlar Kanunu’nun 47.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Dava konusu olayda, davacının kusursuz oluşu, kazanın meydana geliş biçimi, duyulan acı gibi nedenler dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı, duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı bir nebze hafifletebilmek için adalete uygun düşmemektedir.
3-Ayrıca, 6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile 2918 sayılı karayolları trafik yasasının 98. maddesi değiştirilerek “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Davalı G.. H..’na yönelik maddi tazminat istemi işgücü kaybı tazminatı ve tedavi giderine ilişkindir. Anılan düzenlemede Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ödemekle yükümlü olduğu tedavi gideri, sadece sağlık kuruluşlarının sunmuş olduğu sağlık hizmet bedellerine yöneliktir. Bu nedenle sağlık kuruluşuna yapılan giderler dışında kalan maddi tazminattan davalı G.. H..’nın sorumluluğu devam etmekte olup, yazılı gerekçe ile G.. H.. aleyhine açılan davanın reddi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1, 2 ve 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.