Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/2597 E. 2014/764 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2597
KARAR NO : 2014/764
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/09/2012
NUMARASI : 2011/212-2012/377

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı Güvence Hesabı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, trafik sigortası bulunmayan aracın yolu karşıdan karşıya geçmeye çalışan müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutarak tedavi gideri için 1.000,00.-TL, çalışma gücü kaybı nedeniyle 9.000,00.-TL olmak üzere toplam 10.000,00.-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiş, talebini ıslah dilekçesi ile arttırmıştır.
Davalı Güvence Hesabı vekili, kusur oranında, gerçek zarardan, kaza tarihindeki trafik sigortası poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; dava dışı sürücünün % 75 oranında kusurlu olduğu ve davacının % 20 oranında sürekli çalışma gücü kaybının olduğu kabul edilerek, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile çalışma gücü kaybı nedeni ile 66.103,89.-TL, tedavi gideri nedeni ile 9.493,50.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı Güvence Hesabı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı Güvence Hesabı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı ve tedavi gideri nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın “Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın % 20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanuna göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Bununla birlikte sözkonusu Yasal düzenleme haksız fiil sorumluları (işleten ve sürücü gibi) yönünden her hangi bir ayrıksı düzenleme getirmemiş olduğundan bu kişiler yönünden tedavi giderlerine ilişkin sorumluluk devam edecektir.
Öncelikle 6100 Sayılı HMK’nin 266. (1086 Sayılı HUMK m. 275) maddesinde, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerektiği hükmüne yer verilmiştir. Dava konusu tedavi giderleri miktarının saptanması uzman doktor bilirkişi aracılığı ile belirlenmelidir. Somut olayda, mahkemece tedavi giderleri yönünden uzmanlığı bulunmayan bilirkişi raporu hükme esas alınarak Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmadığı
değerlendirilen ve davacı tarafından ödeme makbuzları dosyaya ibraz edilen tedavi giderlerine hükmedilmiştir.
Bu durumda Mahkemece, tarafların delillerinin toplanması, özellikle davacı tarafından ödendiği ve SGK tarafından karşılanmadığı iddia edilen tedavi giderlerinden 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında kalanların ve Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğuna esas olanların belirlenmesi için uzman doktor bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri olduğunun tespit edilmesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun davaya dahil edilmesi ve bu tedavi giderleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, yasa kapsamı dışında kalan tedavi gideri, bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden ise davalı Güvence Hesabı’nın sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davacı taraf, trafik kazası sonucu yaralanması nedeni ile daimi maluliyete uğradığını ileri sürmüş, mahkemece Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Raporunda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ölçükleri dikkate alınarak belirtilen % 20 sürekli çalışma gücü kaybına göre tazminat hesabı yapılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak belirlenen maddi tazminata hükmedilmiştir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK’nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkosu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda davacının yaralanmasına neden olan kazaya bağlı maluliyetine ilişkin olarak dosyada 30.11.2010 tarihli Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Raporu bulunmakta ise de, maluliyet oranı kaza tarihine göre yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak belirlenme olup yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alınarak davacının çalışma gücü kaybı oranının belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
4-Ayrıca davalı Güvence Hesabı davalı için yapılan tedavilere ilişkin giderlerin bir kısmına yönelik ödeme iddiasında bulunmasına karşın mahkemece bu yönde her hangi bir araştırma yapılmamış olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Güvence Hesabı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2, 3 ve 4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı Güvence Hesabı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.