Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/2584 E. 2014/7532 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2584
KARAR NO : 2014/7532
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/10/2012
NUMARASI : 2010/620-2012/421

Taraflar arasındaki tasarrufun iptli davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili,davalı borçlu B.. Ş..’nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 9.12.2009 tarihinde davalı T.. K..’a sattığını, taşınmazın halen borçlunun eşi tarafından kullanıldığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalı borçlu B.. Ş.. vekili, takip konusu ilamın temyiz aşamasında olduğundan alacağın kesinleşmediğini, taşınmazı rayiç bedelle sattıklarını, taşınmazın müvekkilinin eşi tarafından kira ile kullanıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı T.. K.., taşınmazı iyiniyetle aldığını ve borçlunun eşine kiraladığını,taşınmaz üzerindeki ipoteğin borçlu tarafından ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre,dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen değeri arasında fahiş fark bulunmadığı, davalı T.. K..’ın kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir Aynı Yasanın 280/1.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği, aynı maddenin son fıkrasında ise ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul edildiği, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunun ispatla çürütülebileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen bedeli arasında fahiş fark bulunmamakla birlikte dava konusu taşınmazın tapuda işyeri olarak kayıtlı olduğu,fiilen işyeri olarak kullanıldığı,19.1.2012 tarihli keşifte tanık olarak dinlenen borçlunun eşi N.. Ş.. beyanında dava konusu taşınmazın satıştan önce borçlu tarafından tantunici dükkanı olarak kullanıldığı, satıştan sonra da taşınmazı davalı T.. K..’dan kendisinin kiraladığını ve yine aynı şekilde tantuniçi olarak kullanmaya devam ettiğini beyan ettiği,tanık A.. A… da benzer ifade de bulunduğu ilaveten küçük yer olması nedeniyle davalıların birbirini tanıdığını beyan ettiği,davalılara ait adres bilgilerinden davalı borçlunun …..Mahallesi 235 sokak 10/A/4 Mezitli, davalı Taşo’nun da …. Mahallesi 253 sokak 3K/2 Mezitli adresinde oturduğu, Vergi Dairesi Müdürlüğünün 15.7.2011 tarihli yazısından borçlunun eşi N.. Ş.. dava konusu dükkanda satıştan dört gün sonra 13.12.2009 tarihinde tantuni ve biftek salonu işletmeye başladığı,kira stopajına ilişkin beyannameyi ilk kez eldeki dava açıldıktan sonra 24.1.2011 tarihinde verdiğinin bildirildiği, dosyada mevcut kira sözleşmesinden dava konusu işyerinin 13.12.2009 tarihinde davalı T.. K.. tarafından borçlunun eşi Nuran’a yıllık 2.000,00 TL bedelle kiralandığı, kira bedelinin ise yine eldeki davadan sonra 23.12.2010 tarihli PTT havalesi ile ödendiği, kiraya veren davalı Taşo’nun adresi ile kiracı Nuran adresinin aynı sitede olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuk hukuki olgular birlikte değerlendirildiğinde davalı 3.kişi T.. K..’ın borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu, davalılar arasındaki satış işleminin işyeri devri mahiyetinde olduğu anlaşıldığından eldeki davanın İİK 280.madde gereğince kabulüne karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olmayan gerekçeyle davanın reddi isabetli görülmemiştir..
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.