Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/21407 E. 2015/10333 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21407
KARAR NO : 2015/10333
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

MAHKEMESİ :İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :15/01/2013
NUMARASI :2005/80-2013/17

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı …… Seyahat Tur.Tic.A.Ş vekili, davacılar vekili ve davalı F.. E.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalılardan……Seyahat Turizm Tic A.Ş bünyesinde çalışan ve davalı H.. E..’in maliki olduğu ve diğer davalı F.. E.. tarafından kullanılan ve …… Sigorta A.Ş tarafından KTK mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı olan şehirlerarası yolcu otobüsünün seyir halinde iken otobüsün yuvarlanması sonucunda müvekkillerinin yaralandığını, iş-güç kaybına uğradıklarını, tedavi için bir takım masrafların kendileri tarafından karşılandığını açıklayıp fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile H.. C.. için 5.000,00-TL işgücü kaybı tazminatı, 500,00-TL tedavi gideri ve 15.000,00-TL manevi tazminat, H.. C.. için 15.000,00-TL manevi tazminat, 5.000,00-TL işgücü kaybı, 1.000,00-TL tedavi gideri, İ.. C.. için 2.250,00-TL manevi tazminat ile 250,00-TL işgücü kaybı olmak üzere toplam 44.000,00-TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş, davacı H.. C.. ve İ.. C.. için tedavi giderleri ve maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini bildirmiş, davacı H.. C.. açısından talebini 89.032,70 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ……. Seyahat Tur.Tic.A.Ş. vekili, kazaya neden olan aracın kiralanmasına ilişkin sözleşmeye göre meydana gelecek tüm zararlardan araç malikinin sorumlu olduğu-
nu bildirerek davanın reddini talep etmiş, ıslah talebi üzerine zamanaşımı def’inde bulunmuştur.
Davalı …… Sigorta vekili, tedavi giderlerinin müvekkili tarafından karşılandığını, poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduklarını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan Fatih ve H.. E.., davalı F.. E..’in araç sürücüsü olmadığını, olay tarihinde aracı kullanan ve kazayı yapanın kardeşi A..E. olduğunu, kaza anında kendisine ait sürücü belgesinin yanlışlıkla verilmesi nedeni ile kendisinin isminin geçtiğini, açılan ceza davasında kendisi hakkındaki davada beraatine karar verildiğini, kaza yapan aracın sigorta şirketinin zararı karşıladığını bildirerek davanın reddini istemişler, ıslahı kabul etmediklerini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davacı H.. C.. için 89.032,70-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi açısından sigorta poliçelerindeki limit ile sınırlı olmak ve dava tarihinden başlamak üzere, diğer davalılar açısından olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, diğer davacılar açısından maddi tazminat taleplerinin reddine, davacı H.. C.. için 10.000,00-TL, davacı H.. C.. için 2.000,00-TL, İ.. C.. için 500,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin ve davalı sigorta şirketi açısından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı …….Seyahat Tur.Tic.A.Ş. vekili, davacılar vekili ve davalı F.. E.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalıların, davacı İ.. C.. yönünden yaptıkları temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
6100 sayılı HMK geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 1.1.2013 tarihinden itibaren 1.820,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup davacı İ.. C.. yönünden kabulüne karar verilen 500,00 TL manevi tazminat yönünden karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da
temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalıların temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tarafların diğer temyiz incelemesine geçilmekle;
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin ve davalı …… Seyahat Tur.Tic.A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve sigortacısı olduğu aracın sebep olduğu kazada müvekkillerinin yaralandıklarını açıklayıp maddi-manevi tazminat talebinde bulunmuş, davalılardan F.. E.., kaza tarihinde aracın sürücüsünün kendisi olmadığını, bu konuda aleyhine açılan ceza davasında beraat ettiğini ve bu kaza nedeni ile oluşan zarardan sorumlu olmadığını ileri sürmüş ise de mahkemece davalının bu savunması üzerinde hiç durulmamıştır. Husumet itirazı mahkemece resen gözetilmesi gereken itirazlardandır. Dosya kapsamında bulunan ceza dosyası içeriğine göre, anılan kaza nedeni ile dikkatsizlik ve tedbirsizlik ile yaralamaya neden olmak suçundan davalı F.. E.. aleyhine cezalandırılması istemi ile dava açılmış, yargılama sırasında kazaya neden olan aracın sanık F.. E.. tarafından kullanılmadığı, aracı kullanan kişinin sanığın kardeşi olan A. E. olduğunun savunulması üzerine kazaya neden olan aracın A. E. olduğu iddiası ile A. E.hakkında taksirle yaralamaya neden olma ve başkalarına ait kimlik ve kimlik bilgilerini kullanmak sureti ile iftira suçu işlediği iddiası ile cezalandırılması istenmiştir. Ceza mahkemesince yapılan yargılama sonucunda sanıkların üzerlerine atılı suçlar için 765 Sayılı Kanunda öngörülen zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile düşme kararı verilmiştir. Anılan karar hukuk mahkemesi hakimini bağlayıcı değil ise de ceza dosyasının bu dosya içine alınarak davalı F.. E..’in savunmalarının taratışılması gerekmekte olup, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
4-Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi
huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılardan H.. C.. için takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
5-Davacılar vekilince temerrüt faizi olarak reeskont faizi istenilmiş, ancak mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Oysa zarara neden olan otobüs ticari araç olup ticari faaliyet sırasında zarara neden olmuştur. Bu itibarla davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki reeskont faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
Davalı ……. Seyahat Tur.Tic.A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarına geçince;
6-İş göremezlik zararının hesabında zarar görenin gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda mahkemece alınan bilirkişi
raporunda davacı H.. C..’in geliri hesaplanırken, çalışmakta olduğu belediyeden elde ettiği gelir dikkate alınarak 2007 yılı mayıs ayı itibari ile aylık net 700,00.-TL gelir elde ettiği değerlendirilerek bu miktar üzerinden tazminat hesabı yapılmıştır. Oysa işgöremezlik tazminatı hesabında aslolan, davacının olay tarihindeki gelirinin esas alınmasıdır. Kaza tarihinin 01.08.2004 tarihi olduğu dikkate alındığında gelire ve iş göremezlik zararına ilişkin hesaplamanın doğru olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı H.. C..’in hesaplamaya esas işyerine giriş ve çıkış tarihlerinin araştırılması, kaza tarihi itibari ile ne iş yaptığının ve ne kadar gelir elde ettiğinin araştırılması, çalışmakta olduğu işyerine ait tüm ücret bordrolarının getirtilerek bilinen ve bilinmeyen dönem tazminat hesaplarının bu veriler üzerinden yapılması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
7-Davalı ….Seyahat Tur.Tic.A.Ş. vekili ıslah talebine karşı zamanaşımı definde bulunmuştur. 2918 sayılı KTK.nun 109. maddesinin 1. fıkrasında haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin,zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı düzenlenirken, 2. fıkrasında ise, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Açıklanan hukuksal durum ve ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; olayda davacılar yaralanmış olup davaya konu eylemin Türk Ceza Kanunu çerçevesinde cezayı gerektiren bir eylem niteliğinde bulunması (taksirle yaralama), eylemle ilgili ceza davasının anılan hükümde öngörülen cezanın türü ve süresi itibariyle 8 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Somut olayda, trafik kazası 01.08.2004 tarihinde meydana gelmiş, ıslâh dilekçesi ise 22.10.2012 tarihinde verilmiştir. Islâh dilekçesinin tebliği üzerine davalı……Seyahat Tur.Tic.A.Ş. vekili 16.11.2012 tarihinde verdiği dilekçesiyle ıslâh edilen miktara karşı ve süresi içinde zamanaşımı def’i bulunmuştur. Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ve geriye kalan meblağ için işlemeye devam ettiğinden, ıslâhla arttırılacak miktar için de zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir. BK.’nun 133. maddesinde sayılan zamanaşımını kesen sebeplerin dava konusu olayda uygulama olanağı bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren ıslâh tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup ıslâh ile artırılan talep yönünden talebin zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
8- Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik sair temyiz taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ….. Seyahat Tur. Tic. A.Ş. vekilinin ve davalı F.. E.. vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ve davalı ….. Seyahat Tur. Tic. A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı F.. E.. vekilinin, 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı Hacer’e vekilinin, 5 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, 6 ve 7 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …..Seyahat Tur.Tic.A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 8 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalılar …..Seş. Tur. Tic. A.Ş ve F.. E..’e geri verilmesine 8.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.