Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/21088 E. 2014/11737 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21088
KARAR NO : 2014/11737
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/04/2012
NUMARASI : 2010/943-2012/537

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı sigorta şirketi vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait olup, davalı sigorta şirketinin kasko sigorta poliçesini temin ettiği, diğer davalının da sigorta ettireni olduğu aracın tek taraflı trafik kazasında hasarlandığını, sigorta primlerinin yatırılmasına ve davacının muvafakatinin olmamasına karşın rizikodan önce sigorta poliçesinin davalı sigorta ettiren tarafından iptal edilmiş olduğunu, ihbara rağmen sigorta tazminatı ödenmediğini ve hasarın mahkemece tespit edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 29.000,00 TL. araç hasar bedeli ile 1.000,00 TL. poliçe iptali nedeniyle uğranılan zarar bedelinin ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bilahare 1.000,00 TL. maddi tazminat yönündeki taleplerinden feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davalı M.L. Eks.Taş.Tic.ve San.Ltd.Şti.hakkındaki davanın kasko poliçesi nedeniyle sorumluluğu bulunmadığından (husumet yönünden) reddine, diğer davalı sigortacı hakkındaki davanın kısmen kabulüyle 26.500,00 TL.nın 07.10.2010 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile bu davalıdan tahsiline, araç hasarına yönelik fazla istemin reddine, poliçe iptalinden kaynaklı 1.000,00 TL. maddi zarar talebinin de feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı sigorta şirketi vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalı M.L. Eks.Taş.Tic.ve San.Ltd.Şti. hakkındaki davanın reddi yönünde kurulan hükme yönelik bütün temyiz itirazlarının reddiyle anılan davalı hakkındaki usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2-) Davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, Kasko Sigorta Sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davalı sigortacı hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, verilen karar dosyada mevcut delillere uygun düşmemektedir.
Davacının maliki olduğu…plakalı araç (davacı ile davalılardan M.L. Eks.Taş.Tic.ve San.Ltd.Şti. arasındaki iç sözleşme ilişkisi gereğince) işleten “sigorta ettiren” M.L. Eks.Taş.Tic.ve San.Ltd.Şti. ile davalı sigortacı arasında 18.10.2009 tarihinde tanzim edilen bir yıllık kasko sigorta poliçesiyle sigorta örtüsü altına alınmış olup, poliçede davacı malikin “sigortalı” olarak gösterildiği tartışmasızdır.
Sigorta poliçesi davalı sigorta ettiren şirketin talebi üzerine davalı sigortacı tarafından 08.4.2010 tarihinde feshedilmiş, dava konusu riziko ise poliçenin iptalinden sonra 05.9.2010 tarihinde gerçekleşmiştir.
6762 Sayılı TTK’nun 1270/2.maddesi uyarınca, davalı sigorta ettiren M.Lo. Eks.Taş.Tic.ve San.Ltd.Şti. tarafından davacının nam ve hesabına akdedildiği ileri sürülen sigorta sözleşmesine davacı sigortalı tarafından rizikodan önce ve akdin kuruluşundan sonra muvafakat verildiğine ilişkin olarak dosya içinde bir bilgi ve belge de mevcut değildir.
Buna göre, iki taraflı sözleşme olan sigorta poliçesi nedeniyle sigorta ettiren davalı şirketin feshi ihbarı ve davalı sigortacının da kabulü ile sözleşmenin iki tarafın iradesiyle rizikodan önce 08.4.2010 tarihinde feshedilerek sona erdiği açık olup, davacı poliçede sigortalı olarak görünmekle birlikte akdin kuruluşuna (in’ikadına) katılmadığı gibi yukarıda açıklandığı üzere poliçe tanziminden sonra akde muvafakat etmediğinden rizikodan önce sona eren poliçe nedeniyle davalı sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır.
O halde, mahkemece davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin davalı M. L. Eks.Taş.Tic.ve San.Ltd.Şti. Hakkında kurulan hükme karşı yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile anılan davalı hakkındaki hükmün ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 4,05 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı sigorta şirketine geri verilmesine 15.9.2014 gününde üye ….’nın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Sayın çoğunluğun davacı M.. U..’ın sigortalı olup, sigorta ettiren olarak ve M.L. Şirketi ile davalı sigorta şirketi arasında düzenlenen kasko sigorta poliçesine muvafakat veya icazetinin olmaması nedeniyle, başlangıçta iki davalı arasında aktedilen sözleşmenin yine iki davalının iradesi ile iptal edilebileceğini, iptalin rizikodan önce olduğunu ve meydana gelen zarardan sorumlu olmayacakları görüşü ile yerel mahkeme kararının bozulması yönünde kanaat bildirmişlerse de aşağıda açıklayacağım nedenlerle bu görüşü paylaşmıyorum.
Davacı M.. U.., . pkala sayılı aracı ile davalı M.L. Şirketi adına mal taşımaktadır. Araç üzerindeki kasa-klima-lift M. L.’e aittir. Diğer davalı ise araç, kasa ve klimayı ayrı ayrı teminat vererek ancak aynı kasko sigorta poliçesiyle sigortalayan Map. Sigorta Şirketidir. Poliçede araç için ayrı kasa ve klima için ayrı teminat verilmiş ve riziko halinde kasa ve klima
tazminatının M.. L.e ödeneyeceği açıklanarak teminatlar bildirmiş ve prim ödeme planı düzenlenmiştir. Buna göre prim son taksidi 18.03.2010 poliçe vadesi ise 18.10.2009, 18.10.2010’dur. Poliçede sigorta ettiren davalı M.L.Şirketi görülmektedir. Davalı M. L. davacının noterden ihtarına ve davaya verdiği cevaptan ve ibraz ettiği belgelerden poliçe piriminin sigorta ettiren tarafından değil esasen sigortalı davacı tarafından ödendiği görülmektedir.
TTK.1270.maddesi hükmüne göre başkası nam ve hesabına (sigortalı lehtar) sigorta yaptırılabilir. Somut olayımızda TTK.1270 maddesinde sözü edilen aktin kuruluşu şekli olarak böyle ise de esasen bu maddenin uygulama alanı olmadığı, olsa bile sigortalının aktin kuruluşuna muvafakat vermediğinden söz edilemez.
Davalı M.L. şirketinin verdiği dilekçeler (ihtara cevap ve davaya cevap) ibraz ettiği belgelere bakıldığında, Lojistik şirketi bünyesinde yüzlerce araç olduğu, kendileri adına mal taşıdıkları, böylece kiraladıkları araçlara kasa ve klimaya ait sigorta tazminatlarının kendileri (sigorta ettiren) tarafından alınacağı bu durumu poliçeye işledikleri, araç hasarının ise sigortalı tarafından alınacağı anlaşılmaktadır. TTK.1270 maddesinin irdelenmesinde anlaşılacağı üzere, bu biçimde poliçenin tanzimi ve rizikonun gerçekleşmesinde tazminatı ancak sigortalı isteyebileceğinden kasa ve klima hasarının sigorta ettirene ödeneceği kloz olarak konmuştur. Davacı ve M. L. ile davacı araç malikinin (sigortalı) yaptıkları iş nedeniyle (poliçe vadesinde dahi) zaman zaman alacak-verecek ilişkisine girdikleri, bu hesaplaşmada kasko (hatta trafik sigortası) sigorta poliçesi primi için kesilen bedellerin gösterilmesi buna göre davacıya ödeme yapılması karşısında artık bu poliçenin (aktin) yapılmasına davacı sigortalının icazeti olmadığını kabul etmek mümkün değildir. Diğer yandan sigorta poliçesi incelendiğinde taşıdığı hükümlere göre, davalı ve M. L. sigorta ettiren olarak görülüyor ise de esasen kasa ve klima yönünden sigortalı olarak kabul edilmek görekir. Kasa ve klima rizikodan ve poliçe iptalinden önce 4.4.2010’da sökülmüştür. Bu nedenlerle davalı ve L. Şirketinin, poliçenin iptalini isterken araçla ilgili poliçeden dolayı hiçbir
yükümlülüğü ve menfaati olmadığı düşünüldüğünde poliçenin tamamının iptalini isteme yetkisi yoktur. Ancak kasa ve klima ile ilgili kısmının iptalini (kısmi iptal) isteyebilir. (poliçe üzerinde de kısmi iptali yazmaktadır. (Bunun üzerindede durulmamıştır.) Zira kasko sigorta primleri sigortalı tarafından ödenmiştir. Bu nedenle esasen başkası nam ve hesabına sigorta poliçesi düzenlendiğinin kabul edilmesi TTK.1270 maddesi hükümlerinin uygulanması da bu açıdan mümkün görülmemektedir. Yukarıda açıklandığı gibi TTK.1270 maddesinin uygulanmasında prim ödeme dahil tüm yükümlülükler sigorta ettirene aittir. (Bunun aksini göstererek sözleşme, belge verilmediği gibi sigorta primlerinin davacı sigortalı tarafından ödendiği belgelidir.)
Davaya konu tazminatın dayanağı sigorta poliçesinin araç yönünden menfaati sigortalanan sigortalının muvafakati olmadan iptalinin koşullarının oluşmadığı poliçenin davacının talebi ile iptal edildiğinin ispat edilemediği, iptal kararının yasa ve genel şartlarda gösterilen usullere uygun biçimde sigortalıya bildirilmediğinden sigorta poliçesinin iptalinin sigortalıyı bağlamayacağından açıkladığım gerekçelerle yerel mahkeme kararının onanması görüşündeyim.

Karşı Oy
……..