Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/21034 E. 2014/330 K. 15.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21034
KARAR NO : 2014/330
KARAR TARİHİ : 15.01.2014

MAHKEMESİ : Espiye Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2011/317-2013/240

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkiline kaskolu aracın davalının sorumluluğundaki köprünün çökmesi nedeniyle hasarlandığını, kazanın oluşumunda davalının tamamen kusurlu olduğunu belirterek, ödenen 13.927,96 TL hasar bedelinin tahsili için davalı hakkında yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, hasara neden olan köprünün müvekkilinin sorumluluğunda bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, hasara neden olan köprünün davalının sorumluluğunda bulunduğu, kazanın oluşumunda davalının tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile Ordu 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/4575 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, TTK’nun 1301.maddesine dayanılarak açılan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Davalı vekilince, hasara neden olan köprünün müvekkili tarafından yaptırılmadığı ve bakımından davalının sorumlu olmadığı yönünde savunmada bulunulmuş ve mahkemece Karayolları Bölge Müdürlüğünden bu husus sorulmuş ise de yapılan araştırma davalı aleyhine hüküm kurmak için yeterli değildir.
Söz konusu köprü, başka bir kamu kuruluşu yahut kişinin sorumluluğu altına bulunabileceğinden, mahkemece İl Özel idaresi, Belediye veya var ise kamulaştırma yapan idareden köprünün kim tarafından yapıldığı ve bakımından kimin sorumlu olduğu hususu sorularak, sorumlunun tam olarak tespiti ile hasıl olacak sonuca göre karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2-Kabule göre de; davalının sorumlu tutulacağı alacak miktarı likit (belirli, muaccel) olmayıp, alacak miktarının tespiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 15.01.2014 gününde Üye A.Ş.Sertkaya’nın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY-

Tazminat davasına konu olan olay, dosya arasındaki bilgi ve belgelere göre yapımı davalı tarafından üstlenilen hidro elektrik santral inşaatı şantiyesi ile bu şantiyeden çıkan hafriyatın yine davalı şirkete ait hafriyat alanı arasında bulunan ve bu inşaat için yapımına başlanan ve geçici olarak kullanılacağı anlaşılan köprüde meydana gelmiştir. Karayolu ile bağlantısı olmayıp, Karayolları Genel Müdürlüğü yazılarına göre köprü Karayolları Genel Müdürlüğünce yaptırılmamıştır. Davalı şirket yargılama aşamasında verdiği bütün cevaplarda geçici kullanılan köprünün fiilen kendisi tarafından yapılmadığı konusunda açıkca beyanda bulunmamakta ancak “köprünün yapım işi bize taşeronluk sözleşmesi yahut ihale ile verilmedi, bakım onarımı yapılacak diye bir sözleşme yoktur” şeklinde savunmalarda bulunarak bir belgenin olmadığını ileri sürmektedir. Karayolları Genel Müdürlüğü’de köprünün kimin yaptığına dair belge yok demektedir.
Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelere, olay yeri tesbit tutanağı ve tanık beyanlarına göre olayın meydana geldiği köprünün davalı şirket tarafından kendi şantiyesinden çıkan hafriyat için yaptırıldığı bakım ve onarımın da kendisinin yaptığı kanaatında olduğumdan, geçici köprü yapımı için herhangi bir kuruluştan izin alınmasının müteselsil sorumluluk esasları gözönüne alındığında tartışılması gereken iç ilişki olup, yerel mahkeme kararına yönelik davalı temyiz talebinin esastan red edilmesi, icra inkar tazminatına karar verilmesi yönünden ise hükmün düzeltilerek onanması görüşündeyim.
Sayın çoğunluğun yerel mahkeme hükmünün bozulması yönündeki kararına bu nedenlerle katılmıyorum.