Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/20390 E. 2014/729 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20390
KARAR NO : 2014/729
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

MAHKEMESİ : Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2012
NUMARASI : 2008/361-2012/298

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-KARAR-
Davacı vekili, davacıların murisi ve davalılar aleyhine A. Sigorta A.Ş. tarafından F.Apart Otel isimli işyerinde meydana gelen yangın nedeni ile sigortalı aracın zarar gördüğü iddia olunarak bu zararın tazmini amacıyla Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2004/523 Esas sayılı dosyası ile rücuen tazminat davası açıldığını, davanın kabulle sonuçlandığını,mahkeme ilamına dayanılarak Antalya 2. İcra Müdürlüğü’ nün 2007/703 Esas sayılı icra dosyası ile takibe geçildiğini,bu takip dosyasında davacıya ait taşınmaza haciz konularak taşınmazın satışa çıkarıldığını,davacının satışın önüne geçebilmek için 14.01.2008 tarihinde 14.500,00-TL ödeyerek dosyayı kapattığını, öncesinde de davacının takip nedeniyle ödeme yaptığını, davalılardan M.. K..’ın otelin sahibi, diğer davalıların ise otelin işleteni olduğunu,davacının ise söz konusu yangının çıktığı işyeri ile bir ilgisinin bulunmadığından zararın oluşumunda kusurunun da bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 14.500,00-TL’nin 14.01.2008 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan F.Y.B. ve M.. K.. vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar,usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermedikleri gibi duruşmalara da katılmamışlardır.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, kısa kararda maddi hata yapıldığı belirtilmek suretiyle davanın kısmen kabulü ile, davacının Antalya 2. İcra Müdürlüğünün 2007/703 Esas sayılı takip dosyasına payından fazla olarak yapmış olduğu 8.375,00-TL ödemenin 125.00-TL’ sinin davalı Y. B.’ tan,2.125,00-TL’ sinin davalı M.. K..’ dan ve 6.125,00-Tl’ sinin davalılar N. B.,Ö. B.ve Ö.B.’ dan (M. B. mirasçılarından) ödeme tarihi olan 14/01/2008 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine, davanın karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, ilama dayalı olarak icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalındığı iddia edilen maddi tazminat isteminin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
10.4.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İ.B.K.nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İ.B.K. ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın yalnızca bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.nin 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK.nin 294. – 297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK.nin 297/2. maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Yukarıdaki hukuksal açıklamalar ışığından mahkemece, kısa kararda davalı M.. K..’ dan 2.125,00-TL’ yerine 6.125,00-TL’ nin,M. B.mirasçılarından da 6.125,00-TL yerine 2.125,00-TL’nin tahsiline karar verilmiş ise de,bu durumun yazım hatasından (miktarların hatalı yazılmasından,birisi için belirlenen miktarın diğeri için yazılmasından kaynaklandığı ve maddi hata niteliğindeki bu yanlışlığın her zaman düzeltilmesinin mümkün olduğu belirtilmişse de kısa karar ile gerekçeli karardaki hüküm fıkrası çelişemeyeceğinden kararın bu nedenle bozulması gerektiği kanaatine varılmıştır.
2-Kabule göre de davanın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla açıldığı, duruşmaların bu sıfatla devam ettiği görüldüğünden gerekçeli karar başlığında sehven yazıldığı açıkça anlaşılan Aile Mahkemesi Sıfatı’nın kaldırılmasının mahallinde düzeltilebilir bir hata olarak görüldüğünden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma kapsam ve nedenine göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 22.01.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.