Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/20381 E. 2014/3685 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20381
KARAR NO : 2014/3685
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/01/2013
NUMARASI : 2013/164-2013/164

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalının maliki ve sürücüsü olduğu aracın 08.06.2013 tarihinde yaya müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini, davalıya ait araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, 01/10/2013 tarihli kararla, ihtiyati tedbir talebinin reddine, davalı adına kayıtlı 34 MFY 78 plakalı aracın trafik tescil kaydı üzerine dava konusu alacağa yeter miktarda %10 oranında nakit veya teminat mektubu karşılığında ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ve ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
HUMK’nun 74. (HMK’nun 26) maddesi uyarınca, hakim taleple bağlı olup, talepten fazlasına karar verilemez.
Davacı vekili dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talep etmiş, mahkemece ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verildiği halde, talep aşılarak ihtiyati haciz kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17.3.2014 gününde Üye A.Ş.S.’nın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
Eldeki dava HMK’nin yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılmış olup, gerek ihtiyati tedbir ve gerekse ihtiyati haciz, onuncu kısımda düzenlenen “geçici hukuki korumalar” bölümünde yer almaktadır. Onuncu kısımın birinci bölümünde 389 ila 399 maddelerinde ihtiyati tedbir’e dair hükümler düzenlenmiş ve “uyuşmazlık konusu” hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği hükmüne yer verilmiştir.
Yine bir geçici koruma tedbiri olan “ihtiyati haciz”den diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydı ile 406.maddede söz edilmiştir.
Her iki koruma tedbirine dair hükümler incelendiğinde; ihtiyati tedbir, uyuşmazlık konusu taşınır ve taşınmaz malların (ihtiyati tedbirin konusunu birşeyin yapılması veya yapılmamasını oluşturduğu gibi uygulamada tüm mal varlığına tedbir konulması gibi çok geniş kapsamakta olabilmektedir.) devrinin önlenmesinin önüne geçer, ihtiyati haciz ise bir alacağın (haksız fiillerde olduğu gibi haksız fiil tarihinde muaccel olmuş muhtemel bir alacağın) taksilini temin eder. Diğer bir ifade ile hakkında ihtiyati tedbir alınan şey asıl davanın konusu olduğu halde, ihtiyati haczedilen mal ve haklar, alacaklarının açtığı veya açmayı düşündüğü davanın konusu değildir.
İhtiyati tedbirin konusu daha geniştir. Bir şeyin yapılması veya yapılmamasına dair fiil ve hareketler ile birşeyin teslimi veya bir paranın ödenmesi veya ödenmemesi gibi yükümlülüklerde ihtiyati tedbirin konusunu teşkil eder. Yabancı doktrinde ihtiyati haciz muhafaza tedbiri-geçici bir emniyet tedbiri olarak, yerli doktrinde, muhafaza emniyet tedbiri, ihtiyati tedbirin özel bir nevi olarak açıklanmıştır.
Geçici hukuki koruma yargılamasında ispat ölçüsü de önemlidir. Yani tam kanaat değil kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Özellikle haksız fiillerde muacceliyet haksız fiil tarihi olduğu gözönüne alındığında bir zararın varlığının kabulü yasa gereğidir.
İİK. 257 ve devamı maddelerinde ihtiyati haciz verilme şartları ve hükümleri düzenlenmiş, 264.madde hükmüne göre ihtiyati haczin davanın görülmesi sırasında da konulabileceği öngörülmüştür.
HGK 20.12.2013 Tarih 2013/21-179-1676 sayılı kararında ihtiyati tedbir ve ihtiyati haczin ne olduğu aralarındaki farklar açıklandıktan sonra, ihtiyati tedbirin kapsamının daha geniş olduğu ihtiyati tedbir talep edilmişse de somut olayda olduğu gibi davacının amacı para alacağını teminat altına almak olduğu dikkate alınarak talebin (HMK’nin 33.md.uyarınca) ihtiyati haciz hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılması, dava konusu tazminat istemi olduğuna göre HMK’nin 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin sadece “uyuşmazlık konusu hakkında verilebilmesi karşısında talebin ihtiyati tedbir olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı açıkça vurgulanmıştır.
Dairemiz, İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan “Tasarrufun İptali” davalarının yargılaması sonunda verilen hükümlerin temyiz incelemesini de yapmaktadır. Dairemizin ve ve Dairemizden önce temyiz incelemesini yapan Yüksek Yargıtay 15. H.D’nin de konu ile ilgili uygumaları, yargılamada talep edilen ihtiyati tedbirin İİK.281’de açıklanan ihtiyati haciz anlamında olduğu yönündeki kararlar ve buna göre inceleme yapılması gerektiği ve bunun sonunda verilen koruma tedbirinin temyizinin incelemesinin yapılması Hukuk Genel Kurulunun yukarıda sözü edilen kararı içeriğine göre aynı yönde olduğu görülmektedir.
Yine Dairemiz, hacizden doğan istihkak davaları ile ilgili temyiz incelemesini yapmaktadır. (2009-2013 arası ve eldeki dosyalarla ilgili) Örneğin bir aracı K.T.K 20/d maddesi hükmüne uygun bir biçimde satın aldığını ileri sürüp istihkak davası açan üçüncü kişinin, alacağını almak borçlunun mal kaçırmasını önlemek üzere alacaklı tarafından trafik kaydına daha önce konan ihtiyati hacizin varlığı halinde alacaklı karşısında üstün bir hakkı bulunmadığı içtihatlarımızda yer almaktadır.
Açıklanan bu maddi ve hukuksal olguların ışığı altında somut olaya döndüğümüz de; yaya olan davacı, davalının aracı ile kendisine çarptığını haksız fiil sonucu yaralandığını ileri sürerek tazminat istemiş ve davalıya ait aracı üzerine (davacının dilekçedeki talebine bakıldığında) “tedbir” konulmasını talep etmiş, mahkemece, geçici koruma tedbiri ihtiyati tedbir olarak istenmiş ise de aslında istek ihtiyati haciz olduğu, haksız eylemle alacak muaccel hale geldiği gerekçesi ile davalının aracı üzerine ihtiyati haciz kararı konulmasına karar verilmiştir. İhtiyati haciz kararına itirazı reddedilen davalı bu hükmü temyiz etmiştir.
Az yukarıda açıklanan nedenlerle, talebin ihtiyati tedbir olarak anlaşılması halinde dahi ihtiyati tedbirin konusunun çok daha geniş ve dava konusu şeyle ilgili geçici koruma tedbiri ve HMK 26.maddesi hükmüne göre talepten daha azına karar verilebilir olmasına, davacının amacının tazminat alacağını almak ve bunu temin etmek ve borçlunun malını kaçırmasını önlemek için davacının talebinin HMK’nin 33.maddesi hükmüne göre yine geçici koruma tedbiri olan ihtiyati haciz talebi olarak nitelemesinin ve ihtiyati haciz kararı verilmesinin, yargılama sırasında verilen ihtiyati haczinde yine mal kaçırmayı önleyici bir tedbir olması karşısında “Talep aşımı” olarak kabul edilemeyeceğinden yerel mahkeme hükmünün onanması kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.