YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20354
KARAR NO : 2014/2064
KARAR TARİHİ : 18.02.2014
MAHKEMESİ : 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/02/2013
NUMARASI : 2011/240-2013/28
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili,müvekkiline ait aracın davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın seyir halinde bulunduğu sırada yandığını, sigorta şirketinin 32.150 TL. araç bedelini ödemediğini,davacının taşımacılık yaptığını tazminatın zamanında ödenmemesi nedeniyle zarara uğradığını,tazminatın tahsili için yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek,32.150 TL. ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 500 TL. nin davalıdan tahsiline, itirazın iptaline,takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, aracın rent a car olarak çalıştırıldığını, alınması gereken prim miktarından daha az prim alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; davalının icra dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptali ile takibin 11.680 TL. ve 8.2.2008 tarihinden işleyecek yasal faizi ile ve takip giderleri ile tahsiline imkan verecek şekilde iptaline, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay bozma ilamında Kasko sigortası genel şartlarında, özel aracın sigortacının bilgisi dışında kiralık olarak kullanılması teminat dışı bir hal olarak düzenlenmediğinden mahkemece aracın uzun süreli olarak kiralanması halinde ödenecek primin araştırılarak ödenen prim ile arasındaki oranın tespiti gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada uzun süreli araç kiralanması halinde sigorta şirketlerinin alacağı prim miktarları araştırılmış, sigorta şirketlerinin davacıya ait araçlara ait kasko sigorta sözleşmelerini gönderdikleri anlaşılmış, ancak gönderilen poliçe örneklerine göre ticari araçlar için düzenlenen kasko sigorta poliçelerinin dava konusu araç için düzenlenen poliçede alınan primden daha az olduğu görülmüştür. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise bilirkişi davalı sigorta şirketi tarafından bozma ilamından önce rentacar araçlar için düzenlenen ve örnek olarak dosyaya sunulan poliçelere göre hesaplama yapmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre davalı sigorta şirketi her ne kadar davacıya ait araç için kasko sigorta poliçesi düzenlenirken aracın rentacar olarak kullanıldığını, alınması gereken primden daha az prim alındığını iddia etmiş ise de yargılama aşamasında aracın uzun süreli kiralanmış olduğu belirlenmiş, davalı sigorta şirketinin araçların uzun süreli kiralanması halinde daha fazla prim alınacağına dair iddiasını somut delillerle ispat edememiş olduğundan mahkemece bilirkişi raporu ile belirlenen zarar miktarına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.