Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/20200 E. 2014/561 K. 20.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20200
KARAR NO : 2014/561
KARAR TARİHİ : 20.01.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/11/2011
NUMARASI : 2011/140-2011/1563

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı 3.kişi vekili, İstanbul 14.İcra Müdürlüğünün 2010/29045 sayılı takip dosyasından, davacı şirkete ait olan işyerindeki malların 17.12.2010 tarihinde haczedildiğini, borçluya ait belgelerin eskiden kaldığını belirterek İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, işyerinin borcun doğumundan sonra danışıklı olarak devredildiği ve İİK’nun 44.madde koşullarına uygun bir devir olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, borçlu şirketin haciz adresinden 25.02.2009 tarihinde ayrıldığı davacı 3.kişinin bu tarihten 5 ay sonra 20.07.2009 tarihinde kurularak işyerini mal sahibinden kiraladığı, borçlu ve davacı şirket ortakları arasında organik bağ bulunmadığı, mahalde borçlu şirkete ait belgelerin bulunmasının danışıklığın göstergesi olmayacağı, davacının hacizli malların kendisine ait olduğunu kesin ve güçlü delillerle ispatladığından bahisle davanın kabulüne karar vermiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
Dava dayanağı takip konusu borç 2003-2007 dönemi işçilik alacaklarına ilişkin olup işçilik alacağı davası 04.04.2007 tarihinde açılmıştır. Haciz 17.12.2010 tarihinde yapılmış ve haciz sırasında borçlu şirkete ait 14.12.2010 ve 25.11.2010 tarihli belgeler bulunmuştur. Haczi adresinin önceden borçluya ait olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davacının iddiası, borçlunun bu adresten 25.02.2009 tarihinde ayrıldıktan sonra 09.07.2009 tarihinde aynı adreste kurulduğu ve borçlu ile bir ilgilerinin olmadığıdır.
Davacı tarafından delil olarak sunulan 25.02.2009 tarihli fatura borçlu tarafından davacı adına düzenlenmiş ve işyerindeki demirbaşların davacıya satışını göstermektedir.
Davacı tanıkları borçlu şirket ortağı Faruk Tuncer ‘in aynı işyerinde çalışmaya devam ettiğini belirtmişlerdir.
Tüm bu maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirildiğinde, yapılan bu işlemler danışıklı işyeri devri niteliğinde olduğundan alacaklı yönünden bir hüküm ifade etmeyeği açıktır. İşyeri devrinin bir an için danışıklı olmadığı düşünülse dahi, devir İİK’nun 44.madde koşullarına uygun yapılmadığı gibi BK’nun 179.maddesi (YBK’nun 202)maddesine göre işyerini devir alan 3.kişinin devir aldığı işletmenin borçlarından sorumludur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak davanın reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.